Göz görmüyor, gönül de katlanmıyor

Varlığının farkında değiliz ya da değilmiş gibi davranıyoruz. Oysa tam da şu anda her yerde. Gözümüz görmüyor ama gönlümüz de katlanmıyor çünkü vücudumuz için zararlı. Sadede gelelim; elektromanyetik kirlilik, tüm canlılar üzerinde olumsuz etiklere sahip. Neden olur, nasıl olur tüm detaylar yazımızın devamında..

Çokça sevdiğimiz, artık onsuz yapamadığımız teknoloji, nimetleriyle birlikte bazı olumsuz etkileriyle de hayatımızın tam merkezinde yer alıyor. Özellikle iletişim teknolojilerinde kaydedilen ilerleme, elektromanyetik kirliliğin en önemli nedenlerinden birini oluşturuyor. Dergimizin sürekli takipçileri bilir; konuyu anlamaya çalışırken ansiklopedik bilgiyi mümkün olan en yalın haliyle irdelemeye çalışırız. Burada da öyle yapacağız. Öncelikle elektromanyetik kirliliği çözmek için elektromanyetizma nedir, bir bakalım. Elektromanyetizma, elektrikle yüklü parçacıklar arasındaki etkileşime neden olan fiziksel bir kuvvettir. Aslında bu etki, başta güneş olmak üzere doğanın her noktasında hatta insan vücudunda bile mevcuttur. Mesela türümüzün de dâhil olduğu birçok canlı, besinlerden elde ettiği ısıyı, vücut sıcaklığını dengelemek için devamlı olarak etrafa yayar. Yani aslında insan vücudu da başlı başına bir elektromanyetik kaynaktır. Konuyu sıra dışı hale getiren ve doğallıktan uzaklaştıran şey ise bu elektromanyetik etkinin evrimsel süreçte doğal olan – örneğin yerkürenin manyetik alanı- kaynaklarla önceden son derece uyumlu olması, şimdi ise durumun değişmesidir. Yani canlıların elektromanyetizmasıyla doğanınki arasında dün bir uyum vardı artık yok.

Her elektrik aldığınıza güvenmeyin

Sözünü ettiğimiz uyumdaki değişimin temel nedeni teknolojimiz ve onun işleyişi. Evrenin oluşumundan beri var olan, bizimse 200 yıl kadar bir süredir üretme ve kullanma yeteneğine sahip olduğumuz elektrik, çağdaş yaşamın kaynağı. Onunla çalıştırdığımız teknolojilerimize bayılıyoruz. Çamaşır makinesinden cep telefonlarına kadar her bir cihazın özsuyunu elektrik oluşturuyor. Dolayısıyla hepsi bir elektromanyetik kaynak işlevi görüyor. Ama bir farkla; bizim alışık olduğumuz elektromanyetizma yerküreninkiyle ya da güneşinkiyle uyumlu, onlarınkiyle değil. Hal böyle olunca arada bir çatışma başlıyor ve hücre seviyesinde her an gerçekleşen bir etki ortaya çıkıyor. Cep telefonlarının, vericilerin, modemlerin, tıbbi cihazların, elektrikli aletlerin ve bu ekosisteme dâhil olan her şeyin bir elektromanyetizması var. Bazı araştırmalar, birçok kaynağın insan vücuduna etkisinin göz ardı edilebilecek kadar düşük olduğunu savunuyor. Ancak özellikle iletişim ağları, yüksek gerilim hatları, bazı tıbbi cihazlar gibi kaynaklar doğrudan etkiye sahip.

Medeniyetin prospektüsünde göz ardı edilen yan etkiler

Bugün hayatı kolaylaştıran, bizi huzurlu ve mutlu kılan teknolojimizi oluştururken bunların yan etkilerinden yeterince haberdar değildik. Haberdar olduğumuzda da çoktan gözle görülür etkilerini yaşamış oluyorduk. Bir ağrı kesici içtiğimizde prospektüsünde yazan yan etkilerin bazılarının ne kadar korkutucu olduğunu görebiliyoruz. Ama yine de içiyoruz çünkü ağrımızı dindirmek istiyoruz. Medeniyetin prospektüsünde de aynı yan etkiler geçerli ve teknolojiden topyekûn vazgeçmemiz olası değil. Elektromanyetik kirlilik, işte bu yan etkilerin genel adı. Günlük yaşam için konuşursak, cep telefonları, baz istasyonları, mikrodalga fırınlar, yüksek enerji hatları gibi unsurlar hep iç içe olduğumuz için bizi en çok etkileyen kaynakların başında geliyor. Elektromanyetik kirliliğin insan vücuduna etkisiyle ilgili yapılan ve bugün de hep atıfta bulunduğumuz 1993 yılı tarihli bir araştırma, özellikle cep telefonlarının kullanıldığı frekanstaki elektromanyetik alanın insan geninde hasara yol açtığını göstermişti. Sonradan sayısız araştırma yapıldı ve başta beyin tümörü olmak üzere birçok kanser türünde elektromanyetik kirliliğin görünür şekilde etkili olduğu ortaya çıktı.

Yine yıllar içerisinde özellikle cep telefonları ve baz istasyonları üzerinden yapılan araştırmalar DNA, RNA ve Protein sentezi, hücre bölünmesi, kanser oluşumu, hücre yüzeyine ait özellikler, memrandan kalsiyum giriş-çıkışı ve bağlanması üzerine elektromanyetik kirliliğin etkili olduğu gözlemlendi.
Hücre ve dokularda; hücresel solunumunun azaldığı, hormonların etkilendiği, doku ve hücrelerin hormonal cevabının değiştiği, karbonhidrat, nükleik asit ve protein metabolizmasının değiştiği, yapısal değişiklikler gözlendiği, farklı antijenlere karşı immun/bağışıklık cevabının etkilendiği ortaya koyuldu. Bunun gibi çok sayıda çalışma var.

TÜKETİMDE ÖLÇÜLÜ, İLİŞKİDE HASSAS DAVRANMAK ZORUNDAYIZ
Tıpkı atalarımızın dediği gibi her şeyin fazlası zarar. Bu teknolojilerden vazgeçmeyeceğimize göre ne yapacağız? Çözüm çok yönlü ve kararlılık gerektiriyor. Bazı maddeleri aşağıda sıraladık, devamını lütfen siz de araştırın:
– Kullanmadığınız elektrikli aletleri ya kapalı tutun ya da fişten çıkartın. “Stand by” konumunda kaldığı sürece elektromanyetik kirlilik yaratacaktır.
– Cep telefonunu kullanmadığınız sürece kapalı tutun. Açıkken üzerinizde bulundurmamaya çalışın.
– Cihaz alırken SAR değerlerini mutlaka kontrol edin.
– TV ekranlarından en az iki metre uzakta bulunun.
– Bebeklerin, çocukların ve yetişme çağındaki gençlerin elektronik cihazlarla ve cep telefonuyla mümkün olduğunca az temasını sağlayın.
– Yatak odanızda elektronik cihaz bulundurmayın. Cep telefonlarınızı çok gerekmedikçe gece kapalı tutun.
– Düşük radyasyonlu bilgisayar ekranı kullanmaya özen gösterin ya da ekran filtresi kullanın.
– Cep telefonu baz istasyonlarının evlerinizin çatısına, okullara veya yakın çevrenize takılmasına izin vermeyin