YAŞAM

TEMA Vakfı 2023’ün çevre olaylarını değerlendirdi

2023 yılı boyunca, hem ülkemizde hem de dünya genelinde çeşitli ekolojik sorunlarla karşı karşıya kaldık. Bu sorunların başında; erozyon ve toprak kaybı, gıda güvencesinin azalması, su stresi, iklim krizi ve yarattığı sel felaketleri, biyolojik çeşitliliğin azalması, ormansızlaşma ve doğa koruma alanlarının tahrip edilmesi geldi. Ülkemiz büyük deprem felaketleri ve sonuçları ile karşı karşıya kaldı. Bunların yanı sıra kömüre dayalı enerji politikaları ve 4. Grup madencilik faaliyetleri, ülkemizdeki doğal varlıkların ciddi şekilde zarar görmesine yol açtı. Ayrıca, kentsel ve kırsal alanlarda doğayla uyumlu biçimde yapılmayan mekânsal planlamalar ve artan yapılaşma baskıları, ekolojik dengenin bozulmasını daha da kritik seviyeye taşıdı. Yıl boyunca çevre gündeminde, olumsuz gelişmeler kadar güzel gelişmeler de yaşandı. Doğa için çalışmalarına ara vermeden devam eden TEMA Vakfı, 2023’ün öne çıkan iyi ve kötü çevre olaylarını değerlendirdi.

2023’ÜN UMUT YEŞERTEN ÇEVRE HABERLERİ

Murat Dağı’ndan Güzel Haber

Kütahya’nın Gediz İlçesi’nde yapılması planlanan Yıldız Altın-Gümüş Madeni projesinin ÇED süreci; Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın ÇED olumsuz kararı vermesi ile bir kez daha durduruldu. Yurttaşların, yerel yönetimlerin ve meslek odalarının “Murat Dağı Yok Olmasın” sloganıyla projeye karşı göstermiş olduğu tepki sonucunda bölgenin önemli bir su ve turizm kaynağı olan Murat Dağı’nda yaşam kazandı.

Eskişehir Alpu’dan Sevindirici Haber

Eskişehir 1. İdare Mahkemesi, Eskişehir Büyük Ova Koruma Alanı’nda yapılmak istenen termik santral projesinin ÇED olumlu kararını iptal etti. Alpu Termik Santral Projesi’nin yapımına imkân veren Çevre Düzeni Planı, yaptığımız başvuru sonucunda mahkeme kararı ile iptal edilmişti. Projeye ait ÇED olumlu kararının da iptal edilmesi ile önemli bir tarımsal sit alanımızın korunmuş olması sevincimizi artırdı. Mahkeme kararında, ÇED raporunda yer alan; kömür madeninin, kömürlü termik santralin soğutma suyu için Gökçekaya Barajı’ndan tesise yapılacak olan su dağıtımı ve deşarj hatlarının ayrı faaliyetler olarak ele alınmasının bilimsellikten uzak olduğuna, projenin bütünsel olarak değerlendirilmediğine, atık miktarlarının hesaplanmasında da entegre bir yaklaşımın kullanılmadığına değinildi. Hava kalitesi modellemesinde kullanılan verilerin belirsiz olduğuna da yer verilen kararda, santrale ait kül depo alanının yer altı suyu kalitesini nasıl etkileyeceğine dair çalışma yapılmadığının da altı çizildi. Eskişehir’in doğal varlıklarını, tarım topraklarını koruyan ve art arda gelen bu iki karar ile TEMA Vakfı olarak umut yeşertmeye devam ediyoruz!

COP28’den Kayıp Zarar Fonu’nun Hayata Geçirilmesi Kararı ve Fosil Yakıtlardan Çıkış için İlk Adım

30 Kasım ile 13 Aralık tarihleri arasında Dubai’de gerçekleşen BM İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi’nin 28. Taraflar Konferansı’nda (COP28) iki önemli gelişme yaşandı. Sera gazı emisyonlarından büyük oranda sorumlu ülkeler, iklim krizinin etkilerini derinden hisseden halkların zararlarını karşılamak için Kayıp Zarar Fonu kapsamında yaklaşık 800 milyon dolar finansman sağlama taahhüdü verdi. Oysa kayıp ve zararları karşılamak için gereken miktarın yıllık olarak milyar dolarlar düzeyinde olduğu tahmin ediliyor. Fonun hayata geçirilmesine yönelik kararda ise kayıp zarar miktarının hesaplanması için bir çalışma yapılması gerekliliğine yer verilmedi. Fon için kurulacak sekreteryanın bağımsız bir otorite yerine, geçici olarak Dünya Bankası bünyesinde kurulması kararı da sivil toplumun tepkisini çekti. Zira kaynaklara erişim ihtiyacı olan toplulukların ve ülkelerin adil bir şekilde fondan yararlanabilmeleri için sekreteryanın bağımsız olması önem taşıyor. Öte yandan Kayıp Zarar Fonu’nun hibe şeklinde düzenlenmesi gerekirken, Dünya Bankası fosil yakıtları da finanse eden, borç temelli politikaları olan bir kuruluştur. COP28 bünyesinde atılan ikinci önemli adım ise Küresel Durum Değerlendirmesi (GST) neticesinde açıklanan karar oldu. Karar metninde fosil yakıtlardan çıkış ifadesine yer verildi. Bu durum her ne kadar fosil yakıtların terk edilmesi için ilk adım niteliğinde olsa da net bir hedef içermediği için yeterli değil. Öte yandan konferansta; 2030 yılına kadar yenilenebilir enerjiyi üç katına çıkartma taahhüdü ve Kömür Sonrası Enerji İttifakına birçok devletin katılması gibi olumlu gelişmeler de oldu. Ancak Türkiye’nin bu belgelere imzacı olmayarak bu süreçlerde yer almaması, doğa için olumsuz çevre gündemleri arasında yerini aldı.

2023’ÜN OLUMSUZ ÇEVRE HABERLERİ

Kahramanmaraş Depremleri İle Derinden Sarsıldık

6 Şubat 2023’te Türkiye, merkez üsleri Kahramanmaraş’ın Pazarcık ve Elbistan ilçeleri olan sırasıyla 7,8 ve 7,5 şiddetindeki depremlerle sarsıldı. Deprem; Adana, Adıyaman, Diyarbakır, Elazığ, Kahramanmaraş, Kilis, Gaziantep, Hatay, Osmaniye, Malatya ve Şanlıurfa başta olmak üzere çevre illerde de yoğun olarak hissedildi. Depremler sonucunda Türkiye’de resmî rakamlara göre en az 50 bin 783 kişi hayatını kaybetti, 122 binden fazla kişi yaralandı. Depremler sonucunda ortaya çıkan yıkım ve yeniden inşa süreci, çevre ve toplum yaşamı üzerinde birçok konuda olumsuz etkiler yarattı. Bölgedeki depremzedelerin barınma, temiz gıda ve suya erişim gibi temel ihtiyaçları halen aciliyetini koruyor. Yeni yapılacak toplu konut projelerinde zeytinliklerimizin, ormanlarımızın ve tarım alanlarımızın yok olmaması için yer seçiminin özenle yapılması gerektiğini yineliyoruz. Tarım alanları, zeytinlikler, deniz kıyısı ve su kaynaklarının yakınlarına dökülen asbest, ağır metal ve zararlı başka birçok bileşen içeren enkaz atıkları hem çevre hem de halk sağlığı üzerinde ciddi sorunlar yaratacak. TEMA Vakfı olarak deprem kuşağında bir ülke olmamız sebebiyle depreme karşı gerekli önlemlerin alınmasının, afet yönetim planlarının hayata geçirilmesinin ve enkaz yönetim planlarının hazırlanmasının hayati öneme sahip olduğunu bir kez daha hatırlatıyoruz.

Küresel Kaynama Çağına Girdik

Dünya Meteoroloji Örgütü ve Copernicus Dünya Gözlem Programı, temmuz ayının şimdiye kadar kayıtlara geçen en sıcak ay olduğunu duyurdu. Bunun üzerine Birleşmiş Milletler, bu durumun iklim krizinin henüz başlangıcı olduğunu ve artık Küresel Isınma Çağında değil Küresel Kaynama Çağında olduğumuzu açıkladı. Ülkemizde ve dünyada sıcak hava dalgalarının sıklığı ve şiddeti giderek artıyor. Bilim insanları; orman yangınları, ani yağışlar, sel felaketleri gibi afetlerin temel sebebinin, insan faaliyetleri sonucu ortaya çıkan sera gazlarının yol açtığı iklim krizi olduğunu vurguluyor.

Madenler Yaşam Alanlarımızdan Değerli Değildir

Korunan alanlar, orman alanları, su havzaları, verimli tarım arazileri ve yaşam alanları üzerinde geri dönüşü imkânsız zararlara sebep olan 4. Grup madencilik faaliyetleri her geçen gün daha ciddi tehditlere sebep oluyor. TEMA Vakfı olarak gerçekleştirdiğimiz maden ruhsatlarına yönelik çalışmalarla, ülkemizdeki 29 ilin ortalama yüzde 67’sinin IV. Grup madenlere ruhsatlı olduğunu tespit etmiştik. Maden ruhsatlarının il bazında dağılımı; Gümüşhane yüzde 93, Kütahya yüzde 92, Giresun yüzde 85, Rize yüzde 82, Uşak yüzde 80, Çanakkale-Balıkesir (Kaz Dağları) yüzde 79, Trabzon yüzde 77, Ordu yüzde 74, Zonguldak-Bartın yüzde 72, Artvin yüzde 71, Eskişehir yüzde 71, İzmir yüzde 70, Bayburt yüzde 65, Sivas yüzde 65, Tekirdağ-Kırklareli yüzde 65, Erzurum yüzde 63, Muğla yüzde 59, Kahramanmaraş yüzde 58, Afyonkarahisar yüzde 52, Erzincan-Tunceli yüzde 52, Tokat yüzde 46, Karaman yüzde 38 ve Siirt-Şırnak-Batman yüzde 34. TEMA Vakfı olarak doğal varlıklarımızı, gıda güvenliğimizi ve kültürel değerlerimizi korumak için yaşamsal öneme sahip alanların kanunlarla madencilik faaliyetlerine kapatılmasını talep ediyoruz.

Maden Kazaları Yine Can Aldı

Kamuoyuna yansıyan bilgilere göre; 8 Haziran’da Soma’da bulunan maden ocağında toprak kayması nedeniyle meydana gelen kazada 1, 13 Eylül’de Zonguldak’ın Karadeniz Ereğli ilçesinde bulunan maden ocağında tavan çökmesi sonucu meydana gelen kazada 1, 15 Kasım’da Denizli’nin Acıpayam ilçesi, Karaismailler Mahallesi’nde bulunan krom maden ocağında gerçekleşen göçük kazasında 2 ve 23 Kasım’da Siirt’in Şirvan ilçesindeki maden ocağında meydana gelen göçükte 3 olmak üzere toplam 7 maden işçisi hayatını kaybetti.

Yalova’da Mahkeme Kararına Rağmen Tarım Arazisi Yok Edildi

2020 yılında Yalova’nın Çiftlikköy ilçesi Taşköprü beldesinde tarım arazisi üzerinde kurulması planlanan sanayi tesisi için tarım dışı kullanım izni verilmesine yönelik alınan Bakanlık Oluru’nun iptali için açtığımız davayı kazandık. Mahkeme kararında; dava konusu arazinin mutlak tarım arazisi olduğuna ve ilgili taşınmazda planlanan yatırım için alternatif alanların bulunduğuna vurgu yapıldı. Devamında şirket ve bakanlık bu kazanımımızı istinafa taşımış ancak mahkeme istinaf talebini kabul etmeyerek iptal kararını geçerli kılmıştır. Ayrıca karar Danıştay tarafından da onaylanmıştır. Ne yazık ki hukuki kazanımımıza rağmen mahkeme sonucu beklenmeden tarım arazisi üzerindeki yatırımlara başlanmış ve bu durum oradaki mutlak tarım toprağının vasfını yitirmesine neden olmuştur. Kararın uygulanması için gerekli hukuki adımlar atılacaktır.

Su Krizi Derinleşiyor

İklim krizinden dolayı artan sıcaklıklar, buharlaşma ve kuraklık nedeniyle su krizi derinleşiyor. Bu sene eylül ayında ölçülen verilere göre İstanbul barajları doluluk oranları 2014’ten bu yana en düşük seviyeleri gördü. 5 Eylül 2022’de yüzde 56,88 olarak ölçülen ortalama baraj doluluk oranı, 1 yıl sonra, 5 Eylül 2023’te yüzde 27,88’e kadar düştü. TEMA Vakfı olarak, iklim krizinin etkilerini her geçen gün daha çok hissettiğimiz bugünlerde, su varlıklarını korumanın ve su israfını engelleyerek suyu verimli kullanmanın ne kadar önemli olduğunu bir kez daha vurguluyoruz.

Nükleere Hayır Diyoruz

Ülkemizde nükleer santral kurulmasına yönelik çalışmalar ne yazık ki hız kesmeden devam ediyor. Tüm itirazlara rağmen Mersin’de faaliyete geçirilmeye çalışılan Akkuyu Nükleer Güç Santrali’nin ilk ünite inşaatında sona gelinirken, açılan davalara rağmen Sinop’ta kurulması planlanan nükleer santral için bölgede etütler devam ediyor. TEMA Vakfı olarak Sinop-Kastamonu-Çankırı Planlama Bölgesi 1/100.000 Ölçekli Çevre Düzeni Planı Değişikliği ile Sinop Merkez İlçe Planlama Alt Bölgesi 1/25.000 Ölçekli Çevre Düzeni Planı Değişikliğinin iptali (Sinop Nükleer Santral) ve öncelikle yürütmenin durdurulması kararı verilmesi talebiyle açtığımız dava dosyası Danıştay’da olup yargılama devam ediyor. Üçüncü nükleer santral için Trakya Bölgesi’nde de tespit çalışmaları başladı. TEMA Vakfı olarak, enerji ihtiyacımızın “enerji verimliliği ve temiz enerji teknolojileriyle” karşılanması gerektiğini bir kez daha hatırlatıyor, tüm karar vericilere yaşamı seçmeleri için bir kere daha çağrıda bulunuyoruz.

Sel Felaketleri Kader Değil

2023 yılında da ülkemizde ve dünyada; iklim krizinin etkisiyle sıklığı giderek artan ani ve şiddetli yağışların neden olduğu sel felaketlerine tanık olduk. 15 Mart’ta Türkiye’nin Güneydoğusu’nda; özellikle Adıyaman ve Şanlıurfa’yı etkileyen seller nedeni ile 21 kişi hayatını kaybetti, iki ilde 3 bin 154 konut zarar gördü. Sellerin 6 Şubat depremlerinin yıkıcı etkilerinden sonra yine aynı bölgelerde meydana gelmesi tahribatın etkilerini daha da ağır hale getirdi. Birçok deprem çadırını ve konteyneri su bastı, evsiz depremzedeler çadırlardan tahliye edildi. 5 Eylül’de İstanbul ve Kırklareli’nde şiddetli yağışlar sebebiyle meydana gelen sel felaketi nedeniyle 8 yurttaşımız yaşamını yitirdi.

20 Kasım’da yaşanan sel felaketi nedeniyle Batman, Zonguldak ve Diyarbakır illerinde toplam 8 kişi, Karadeniz’de yaşanan şiddetli fırtına nedeniyle batan gemide ise mürettebattan 1 kişi yaşamını yitirdi. 10 Aralık’ta Zonguldak merkez ilçede bulunan Asma Mahallesi’nde dün etkili olan sağanak yağış sonucu yaşanan heyelan felaketinde 2 kişi hayatını kaybetti. Dünyada da ne yazık ki 10 Eylül’de Libya’nın doğusunu vuran “Daniel Fırtınası”; Bingazi, Beyda, Merc, Suse ve Derne kentlerinde sel felaketine neden oldu. Dünya Sağlık Örgütü, can kaybının 4 bin 333’e ulaştığını açıkladı. Ülkenin doğusunda selden etkilenen bölgelerde altyapının yüzde 70’i hasar gördü. TEMA Vakfı olarak iklim krizinin getireceği aşırı hava olaylarına karşı uyum tedbirlerinin alınması gerektiğini bir kez daha vurguluyoruz.

Çanakkale’de Yaklaşık 4.500 Futbol Sahası Büyüklüğünde Orman Alanı Yandı

2023 yaz aylarında Çanakkale’de; 16 Temmuz’da Kızılkeçili Köyü yakınında çıkan orman yangınında 1.300 hektar, 22 Ağustos’ta Kayadere Köyü yakınında çıkan orman yangınında ise 2.100 hektar olmak üzere; toplam 3.400 hektar yani yaklaşık 4.500 futbol sahası büyüklüğünde orman alanı yandı. TEMA Vakfı olarak, “yaşamı da umudu da hep birlikte yeniden yeşerteceğiz” diyerek Çanakkale’de çıkan orman yangınları sebebi ile zarar gören bölgelerin tekrar ağaçlandırılması için fidan bağışı kampanyası başlattık.

Orman Yangınları Can Ve Mal Kaybına Yol Açtı

2023 yılı Eylül ayında İzmir’in Menderes ilçesinde çıkan orman yangınlarında görev alan 3, Kütahya’da 1, Gaziantep’te 1 ve Temmuz ayında yine İzmir’in Menderes ilçesinde çıkan orman yangınlarında 1 kişi olmak üzere toplam 6 Orman Genel Müdürlüğü çalışanı maalesef yaşamını yitirdi.

Akbelen’de Doğa Nöbeti Devam Ediyor

Muğla’nın Milas ilçesine bağlı İkizköy’de yer alan Akbelen Ormanı, Yeniköy-Kemerköy termik santrallerine kömür çıkarmak amacıyla yok edilmek isteniyor. İkizköylü yurttaşlar 2 seneyi aşkın süredir zeytinlerini, ormanlarını ve tüm tabiatın yaşamını korumak için nöbet tutuyor. Ancak İkizköylüler ve çevrecilerin tüm çabalarına rağmen 24 Temmuz’da başlayan ağaç kesiminin ardından bölgede maden çalışmaları başladı. İkizköylüler ve yaşam savunucuları; Muğla 1. İdare Mahkemesi’nin, 2041’e kadar maden işletme izni alan işletmeye yönelik açtığı ruhsat iptali davasını reddetmesi üzerine, avukatları aracılığıyla istinaf mahkemesine başvurdu. İzmir Bölge Adliye Mahkemesi’ne yapılan başvuruda maden işletme ruhsatı ve işletme izninin yürütmesinin durdurulması istendi.

Phaselis Antik Kenti Korunmalıdır

Antalya’nın Kemer ilçesinde bulunan ve 1. derece arkeolojik sit alanı olan Phaselis Antik Kenti’nin kuzeyindeki Alacasu Koyu ile güneyindeki Bostanlık Koyu’nda bir plaj projesi gerçekleştirilmek isteniyor. Kafeterya, otopark, karşılama merkezi, duş, tuvaletler gibi günübirlik tesisleri içeren projenin inşaat faaliyetleri mahkemenin yürütmeyi durdurma kararına rağmen tamamlanmak üzere. Canlı yaşamının ve biyolojik çeşitliliğin etkilenmemesi, kültürel varlıkların ve doğal alanların tahribata uğramaması için yürütülen faaliyetlerin durdurulmasını ve bölgenin korunmasını talep ediyoruz!