Bilgiyi değere dönüştüren onu kullanabilme yeteneğidir

125 nanometre büyüklüğündeki bir yarı canlının 7,5 milyar insanın hayatını birkaç hafta içerisinde değiştirmesi ve bunu bir yıldan fazla süredir başarıyor olması son derece felsefi bir derinliğe de sahip. ‘Nerden geldik nereye gidiyoruz’ diye düşünürken, sistemimizin ne kadar kırılgan olduğunu bir kez daha görmüş olduk.

Birkaç yüz bin yıllık macerasında insanlık nice badireyi geride bıraktı. Gece karanlığını ateşle aydınlattı, gidilemez denilen mesafeler tekerlekle, yelkenle aşıldı. Deneyimledikçe bilgi üretti, bilgiyi ürettikçe ekosistemin üst basamaklarına doğru çıktı. Sıra dışı düşünmeye cesaret eden öncüler, her defasında en karanlık dönemleri bilgiyle aydınlattı. Bugün bilgi, tarihin hiçbir döneminde olmadığı kadar erişilebilir hale geldi. Belki de bu kolaylığın yan etkisi olarak onu anlayıp analiz etme yeteneği, erişimin hızıyla doğru orantılı olarak gelişemedi; birkaç adım geride kaldı. Bilgi patlaması ve bilgi toplumu kavramlarını gündeme taşıyan söz konusu değişimin dinamiklerini gerçekten çok iyi anlamamız gerekiyor. 18’inci yüzyıldan itibaren küresel ekonomik sistemde basitçe iki taraf vardı. Bir tarafta yüksek katma değerli teknolojileri üretip kullanıma sunan, diğer tarafta ise bu metaları alıp tüketen ve genel olarak siyasal, kültürel, bilimsel yönden edilgen bir yapıda yer alan toplumlar vardı.

Yaşam boyu süren bir yolculuk

Bugün aynı döngüyü yine yaşıyoruz. Bilgi toplumu olmayı başarabilenler tıpkı bir iki yüzyıl önce olduğu gibi yine direksiyonun başında. Arka koltuktakiler bu dönüşüme yine geç kalanlar. Tüm dünyanın veri ağlarıyla örüldüğü ve aslında en uzak coğrafyalardaki insanların bile bu ağa dâhil olabildiği bir sistemde nasıl oluyor da birileri diğerlerinden daha çok öne çıkıyor? Burada bilgi patlaması ve bilgi toplumu kavramlarına ek olarak başka bir kavram daha ortaya çıkıyor; yaşam boyu öğrenme.

Bilgi çağının öğrenen toplumunda, yaşam boyu öğrenme yaşamın belli bir dönemine sıkıştırılmış eğitim ve öğrenme becerilerinin aksine, sürekli değişen koşullara uyum sağlama amacıyla bütün yaşam boyunca sürecek bir öğrenme sürecine işaret ediyor. Yaşam boyu öğrenme aynı zamanda temel becerilerin güncellenmesi yoluyla kişilere yeni fırsatlar yaratabilme ve daha ileri düzeyde öğrenim olanakları sunma anlamına da geliyor (Soran, Akkoyunlu ve Kavak, 2006:201).

Değişimi izlemek ya da ona hükmetmek

Görüldüğü üzere bilgiye erişme tek başına yeterli değil. Bilgiyi anlayacak ve onu yaşamın sürekliliği içerisinde kullanabilecek, değişen koşullara göre entegre edebilecek bir bilinç seviyesi gerekiyor. Aslıda bakacak olursak, bu bilincin ilk başta eğitim sisteminin tüm unsurlarına yansıtılması, özellikle üniversitelerde yaygınlaşması hayati önem taşıyor. Peki biz bireysel olarak neler yapabiliriz? En baştan beri yazımızın temel konusu buydu. Çoktan eğitimini tamamlayıp iş yaşamının içine girmiş ve belirli mesafe kat etmiş insanlar sürece nasıl dâhil olabilir? Yazımız için araştırma yaparken kaynaklara erişimden ziyade sürekli öğrenme konusuna değinmeden içerik oluşturmanın eksik kalacağını düşündük. Aşağıda ilgi alanlarınıza göre kendi bilgi altyapınıza katkı sunabileceğiniz belli başlı kaynakları listeledik. Ancak toplum olarak şu konuda gerçek bir farkındalığa ihtiyaç var; dünyamız, teknolojimiz inanılmaz bir hızda değişiyor. Bu değişimin bir parçası ve yönlendiricisi olmayı başaranlar aynı zamanda gelecekte imzası bulunacak toplumlar olacak.

Udemy ile öğrenmenin sonu yok

Uzaktan erişimle kendinizi birçok konuda geliştirebileceğiniz platformların başında Udemy geliyor. Listenin başında Udemy var çünkü hem kapsam olarak çok geniş hem de kurucusu Eren Bali, yani son derece başarılı bir Türk girişimci. 130 bin civarında online kursa sahip olan Udemy, ücretli ve ücretsiz kurslarıyla kendilerini güncel tutmak veya bir uzmanlığa adım atmak isteyenler için mantıklı bir adım olabilir. Ayrıca yetkinliğiniz olan alanda siz de kurs açıp, dünyanın dört bir yanından insana eğitim verebilirsiniz. Udemy’den alınan sertifikaların iş yaşamında saygınlığa sahip olduğunu da eklemek gerekiyor.

Dünya okulu: Khan Academy

Khan Academy, uzaktan eğitim konusunda uzmanlaşmış bir site. Kendini, ‘dünya okulu’ olarak tanımlıyor ve gerçekten de hem öğrenciler hem de eğitmenler için son derece geniş bir eğitim içeriği sunuyor. Türkçe olarak 10 binden fazla eğitim videosu barındırıyor. Ayrıca öğretmen ya da öğrenci olmanıza gerek yok merak duyduğunuz birçok alanda bilgi altyapınızı geliştirmek için Khan Academy’den faydalanabilirsiniz.

İİE-İstanbul İşletme Enstitüsü: İyi bir kariyer için daha çok donanım

İstanbul İşletme Enstitüsü, 2020 yılında yaklaşık 1 milyon 600 bin kişinin faydalandığı bir eğitim platformu. Akademisyenler ve öğretim görevlileri tarafından verilen eğitim programlarında, kişilerin yeni yönetim anlayışı ve vizyonuna sahip olması amaçlanıyor. Eğitimler üniversite öğrencileri, profesyoneller ve yöneticiler gibi geniş çaplı bir hedef kitleye hitap ediyor.

BTK Akademi: Yüksek teknoloji, yerli kaynaklar

Bilgi ve iletişim teknolojileri alanında öncü, güvenilir ve milli bir eğitim merkezi olma hedefiyle Bilgi Teknolojileri Kurumu tarafından hayata geçirilen BTK Akademi, teknoloji dünyasının güncel bilgisini kendini sürekli yenileyen eğitim anlayışıyla halka aktarmayı amaçlıyor. BTK Akademi, özellikle bilgi teknolojileri alanında oluşturduğu dijital eğitim portali ile toplumun genelinde bir etki oluşturmaya odaklanıyor.

Google Dijital Atölye

İnternetin çok önemli bileşenlerinden biri olan Google’ın başta dijital pazarlama olmak üzere kariyer geliştirme, veri-teknoloji ve dijital güvenlik başlıkları altında sunduğu kurslar, özellikle girişimcileri ve bu alanı keşfetmek isteyenleri hedefliyor. Sosyal mecranın nasıl daha işlevsel kullanılabileceğini öğrenebileceğiniz bu kurslar dünya çapında yoğun ilgi görüyor.

Kaynakça:

Soran, Haluk, Akkoyunlu, Buket ve Kavak, Yüksel (2006) “Yaşam Boyu Öğrenme Becerileri ve Eğiticilerin Eğitimi Programı: Hacettepe Üniversitesi Örneği”. H.Ü. Eğitim Fakültesi Dergisi, 30: 202.