“Geleceğin tehlikesi küresel bencillik, sonucu da yalnızlık”

Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü, Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan, geleceğin tehlikesinin nükleer silah değil, küresel bencillik olduğunu belirterek “Bunun sonucu da yalnızlık. İnsanlığı ve gelecek kuşakları bekleyen yalnızlığı vurgulamamız ve bununla ilgili bazı şeyler yapmamız çok önemli.” dedi.

Üsküdar Üniversitesi tarafından düzenlenen 3. Uluslararası Yalnızlık Sempozyumu, bu yıl, “Dijitalleşme ve Yalnızlık” başlığı altında gerçekleştirildi. Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü, Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Dijitalleşme Çağında Yalnızlık” başlıklı konuşmasında; “Dijitalleşme ve yalnızlık arasında ciddi bir şekilde sebep sonuç ilişkisi var. Dijitalleşme arttıkça yalnızlık da artıyor. Dijitalleşme şu anda ciddi bir küresel gerçek. Bu küresel gerçeğe karşı bizim yalnızlaşma olmadan nasıl bir çıkış yolu bulabiliriz diye düşünmemiz gerekiyor.” dedi.

 “Sosyal medya yerine sanal medya denilmeli”

 “Sosyal medya” yerine “sanal medya” denilmesi gerektiğini belirten Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Hep sosyal medya deniyor ama dijital medya aslında sanal medya. Hiçbir sosyallik yok ki orada dijital bir iletişim var. Konuşma yok, sohbet yok, fiziksel bir temas yok, yakınlık yok içtenlik yok, samimiyet yok.” dedi. Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Dijitalleşme 2000’lerin ortalarında artık kişinin kendini yeni ifade ettiği bir iletişim alanı haline geldi. Burada dijitalleşme ile yalnızlık arasındaki ilişkiye yeni boyut kazandıracak bir şey var. 2018’de Davos’ta konuşuldu ve küresel değişimlerin sinyali verildi. Orada dijital kontrol alt yapısı oluşturulup ilan edildi. Hatta orada bir itiraz sesi de yükseldi. Harari, ‘Dünyada dijital diktatörlüğe gidiliyor. Özgür olan son nesiliz.’ dedi. Bu haklı bir yansıma da aldı. ‘Yeni Tanrı yapay zekâ’ kavramı konuşuldu. Tanrı nedir? Her şeye gücü yeten, her şeyi kontrol eden,  her şeye güç veren. Burada da en büyük güç anlamında kullanıldı ve yapay zekâya böyle bir anlam yüklendi. ‘Zihinlerimiz beyinlerimiz hacklenebilir’ denildi ki doğru. Çeşitli dalgalarla kullanıyoruz. Manyetik uyarıları ve radyo frekanslarının hayvanlara etki ettiğini ve değiştirdiğini gören çalışmalar var.” dedi. Bu alandaki çalışmaların devam ettiğini kaydeden Prof. Dr. Nevzat Tarhan, özellikle beyin hastalıkları alanında önemli çalışmaların yapıldığını, bilimin yeni uzayının beyin olduğunu ifade etti.

“Dünyada ilk 10’dayız”

Dünyada sosyal medya kullanımının en çok kullanıldığı ülkenin Güney Kore, ardından İngiltere olduğunu belirten Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Biz de ilk ondayız dünyada. İnternet alt yapısında kullanmada ABD’den öndeyiz. Türkiye de kişi başına günde 7 saat kullanım var. Birçok konuyu orada çözmeye çalışıyoruz, orada yapıyoruz.” dedi. İnsanlığın gidişine bakıldığında zenginleşmeye rağmen aynı oranda mutluluk puanının artmadığını, hatta düştüğünü belirten Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Bunun sebebi araştırıldığında Kaliforniya Sendromu ortaya çıkıyor. Dört tane ana belirtisi var: Birincisi Hedonizm yani zevkçilik. Bu çağın insanı ego ideali olarak haz peşinde koşmayı yaşam felsefesi olarak kabul ediyor. Fedakârlık yapmak, ülke için, vatan için fedakârlık yapmak önemsenmiyor. Bunun yerine kişi ‘ben önemliyim’ diyor. Kimi zaman gözlemliyoruz. Amerika’da eğitim almış bazı psikolog arkadaşlar, evlilik problemi çıktığı zaman ‘Sen önemlisin, aile önemli değil. Ayrıl’ tavsiyesinde bulunuyor. Aile demek birlikte uzun bir yolculuğa çıkmak demektir. Uzun yolculuğa çıkan biri okyanusun ortasında ben gemiyi terk ediyorum diyebilir mi? Bu anlayış kendi çıkarları için yaşayan ve kendi zevklerini önemseyen bir insan tipini ortaya çıkardı. Kendi zevkini ego ideali seçen bir insanda benmerkezcilik ortaya çıkıyor. ‘Ben önemliyim aile önemli değil’ diyor. Böylece aile içi adalet olmuyor. Güçlünün dediği olur.” diye konuştu.

 “Yalnızlık ve mutsuzluk ortaya çıkıyor”

Kaliforniya sendromunun ikinci belirtisinin benmerkezcilik, üçüncü belirtisinin yalnızlık ve dördüncü belirtisinin ise mutsuzluk olarak ortaya çıktığını kaydeden Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Zevki amaç edinen, sadece kendi çıkarını düşünen bir kimse eşi hasta olunca dünyaya bir daha mı geleceğim diyerek evliliği bitiriyor. Çocuğu ergenlikte sorun yaşamaya başlayınca Sosyal Hizmetler Kurumu ilgilensin, ben 18 yaşından sonra karışmam diyor. Böyle durumlarda sosyal bağlar zayıflıyor. Mutsuz insanlar çoğalıyor.” dedi.

 “Geleceğin tehlikesi küresel bencillik”

Mutsuzluğun tabi bir duygu ve ruh hali olduğunu, depresyonun ise klinik bir durum olduğunu kaydeden Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Mutsuzluk çok uzun sürdüğü zaman beyin kimyası bozuluyor ve depresyon oluyor. Klinik ve uzman yardımı gereken bir noktaya geliyor. Şiddet artıyor, suçlar artıyor, acımasızlık artıyor bütün bunlar sonucunda toplumsal barış, tehdit yaşıyor. Geleceğin tehlikesi nükleer silah değil, geleceği tehlikesi küresel bencillik. Bunun sonucu da yalnızlık.” dedi.