Ford Ranger ile beş etkileyici rota
Alışılmışın dışına çıkmak, cesaret, heyecan ve elbette mükemmel bir y ol arkadaşı gerektirir. Ford Ranger sahiplerinin sıkça deneyimlediği bu duyguya eşlik etmek için sıra dışı manzaralarıyla birbirinden özel ‘Ranger rotalarını’ sizlerle paylaşıyoruz. Keyfiniz bol, heyecanınız yüksek olsun.
YUVACIK-PAMUKOVA
Ford Ranger’ın sunduğu üstün güç, teknoloji ve sürüş hazzını en iyi şekilde deneyimleyebileceğiniz rotaları hazırlarken oldukça seçici davrandık. Bir hafta sonu kaçamağı ya da birkaç günlük yolculuk terapisi… Hangisini tercih ederseniz edin, günün sonunda mutluluk garanti. Listemizin başında İstanbul’dan çok da uzaklaşmadan ulaşabileceğiniz bir rota var. Kocaeli’deki Yuvacık Barajından başlayan bu parkur, Sakarya’nın Pamukova ilçesine kadar uzanıyor. İstanbul’un hemen yanı başında sayılabilecek bir noktada son derece keyifli bir yolculuk yaparken, İnönü ve Ercuva Yaylası
üzerinden devam ederek, Pamukova’ya ulaşacaksınız. Yol boyunca etkileyici bir tabiat size eşlik edecek. Yaklaşık 50 kilometrelik güzergâh hiç mola vermeden 2 saatten biraz fazla sürüyor. Ama emin olun sıkça durup etrafı izlemek isteyeceksiniz. Bu mollalarda yol üzerindeki köylere uğrayarak doğal ürünlere de ulaşabilirsiniz. Yolun geneli asfalt ancak bozuk kısımlar da mevcut. Zaten onların üstesinden de Ford Ranger gelecek.
DEMİRKÖY-İĞNEADA
Aslında İstanbul’dan çıkıp İğneada’ya ulaşmak için çoğu kişinin bildiği üzere yeni yapılan yol çalışmalarıyla çok daha kolay hale geldi. Ama bizim için yoldan ayrılma, doğayla bütünleşme vakti. İğneada bölgesi longoz ormanları ve tabiatın bin bir harikasıyla zaten çok etkileyiciyken size önerdiğimiz yolu kullanarak bu keyfi katlayabilirsiniz. İstanbul’dan yola çıktıktan sonra Çerkezköy üzerinden devam ettiğinizde önce Saray, ardından Okçular ve Akpınar güzergâhını takip etmeniz gerekiyor. Akpınar’ı geçtikten sonra ise rotayı Kömürköy üzerinden Cehennem Şelalelerine doğru çevirin. Yol asfalt olmakla birlikte bolca viraj var. Cehennem Şelaleleri muazzam bir güzellik sunuyor. Buradaki molanızı tamamladıktan sonra Demirköy’ü takip ederek İğneada’ya ulaşabilirsiniz. Bölgede görülecek çok yer, yapılacak çok şey var. O kısmını size bırakıyoruz.
BARTIN-SİNOP
Minimum bir gecelik konaklama gerekecek, bir hayli virajlı yollardan geçecek ama nihayetinde unutulmaz bir yol hikâyesine sahip olacaksınız. Şöyle düşünün, bu rota üzerindeki bazı yerleşim yerlerine ulaşım, uzun süre yalnızca deniz üzerinden sağlanmış. Bu nedenle hem doğa hem günlük yaşam son derece özgün kalmayı başarabilmiş. Bugün bile aynı dokunulmamışlığı hissedecek, çoğu kişinin bilmediği bu güzergâhı yakın çevrenizden belki de ilk siz deneyimleyeceksiniz. Detaylara gelirsek; büyük kısmı Karadeniz’e paralel seyreden güzergâha başlamak için birkaç alternatif var. En makul olanı Anadolu otoyolunu kullanarak Bartın’a ulaşmak. Bartın ile birlikte macera başlıyor. Elbette ilk durağınız Amasra olmalı. Artık dünyaya açılan ününü sonuna kadar hak eden Amasra’yı geçtikten sonra ise Küre Dağları’nın denizle kucaklaştığı virajları takip etmelisiniz. Yol asfalt ve genel itibarıyla sorun yaşatmayacaktır. Yol boyunca Karadeniz’e selam verip kimi zamansa sık ormanların içinden geçeceksiniz. Ve karşınızda Cide. Hani yazının başında dedik ya, çok da uzak olmayan bir zamana kadar ulaşım denizden sağlanıyormuş diye. İşte Cide bu ilçelerden birisi. Öylesine güzel, öylesine sakin, öylesine nevi şahsına münhasır… Bu yol göze ve ruha hitap ettiği kadar yemek kültürü konusunda da zenginlikler barındırıyor. Hem Karadeniz’den elde edilen taze deniz ürünlerini hem de köylerde hazırlanan doğal ürünleri yol boyu duraklarda deneyimleyebilirsiniz. Yolculuk Cide’den sonra İnebolu, Abana, Türkeli üzerinden devam ediyor. Türkeli’ni geçince yakın zamanda büyük bir sel felaketi yaşayan Ayancık ilçesine ulaşacaksınız. Sel esnasında Sinop’a bağlanan yol büyük hasar gördü ancak an itibarıyla ulaşımda herhangi bir sorun yaşanmıyor. Buradan devam ettiğinizde bir saat kadar sonra Sinop’a varmış olacaksınız. Sinop hem yaz aylarında hem de son baharda dinlenmek için mükemmel bir tercih. Temiz denizinin yanı sıra açılan balık sezonuyla birlikte en taze ürünleri tadabilirsiniz. Sinop mantısını ve nokulunu denemeyi unutmayın. Sinop’tan Samsun’a doğru 45 dakikalık mesafede yer alan Gerze ilçesi, Sinop’a gelenlerin ikinci durak noktası oluyor. Hamsilos, İnce Burun, Erfelek Şelaleleri gibi gizli hazineler bu uzun yolculuğun karşılığını misliyle vermiş olacak. Yolun tamamı 400 kilometrenin üzerinde. En az bir gece konaklama gerekecektir ama vakti bol tutup bu güzergâha en az iki gün ayırmanızı öneririz.
ARTVİN-MACAHEL
Sinop’a kadar geldiniz, peki daha fazlasına hazır mısınız? Bu kez de rotayı Artvin-Macahel güzergâhına çeviriyoruz. Artvin’den Macahel’e olan uzaklık 85 kilometre. Ortalama iki saat kadar sürüyor ama mevsim itibarıyla bir saat de biz ekleyelim. Listeye neden bu rotayı ekledik? Çünkü hak ediyor. Artvin’in Borçka ilçesine bağlı olan Macahel, muazzam bir coğrafyaya sahip. Toplamda 18 köyden oluşuyor ancak 1921 Türkiye – Rusya sınır anlaşmasından sonra bu köylerden 12 tanesi Gürcistan’da 6 tanesi ise Türkiye sınırları içinde kalmış. Bugün Macahel’i oluşturan altı köyün isimleri Camili, Efeler, Kayalar, Uğur, Düzenli ve Maral şeklinde sıralanıyor. Köyleri ve köylere ulaşan yolun sunduklarını görünce neden listemize dâhil ettiğimizi daha iyi anlayacaksınız. Yol bundan birkaç yıl öncesine göre çok daha iyi olsa da, zaman zaman Ranger’ın üstün yeteneklerine ihtiyaç duyacağınız parkurlar olacak. Bu da yoldan ve manzaradan aldığınız keyfi emin olun daha da artıracak. Macahel, birçok doğa tutkunu ya da fotoğrafçı tarafından bilinse de henüz yeteri kadar tanınırlığı olduğunu söylemek pek mümkün değil. Macahel’in gözlerden ırak olmasının nedeni, coğrafi konumu ve iklimi. Dört bir yanı dağlarla çevrili bir alanda gizli vadiler silsilesi olarak saklanıyor. Macahel’e Borçka yönünden giden tek yol, Batamya
(Küçük Yayla) 1850 metre yükseğe çıktıktan sonra tekrar 400 metreye inen bir geçitten oluşuyor. Bölge insanı son derece sıcakkanlı ve misafirperver. Ancak özel konaklama imkânı da var. Daha fazla detay vermiyoruz çünkü yolculuk öncesi kişisel tercihlerinize göre güzel bir planlama yapmanız gerekiyor.
ALADAĞLAR-NİĞDE, KAYSERİ
Hem kendinin hem de Ranger’ının limitlerini biraz daha zorlamak isteyenler için mükemmel bir rota. Aslında Aladağlar için tek bir güzergâh belirlemek pek mümkün değil. Üç şehri, Niğde, Kayseri ve Adana’yı içine alan bu bölge, alternatif rotaları ve zorlu sürüş noktaları bakımından
bir hayli zengin. Toros sıradağlarının en yüksek zirvelerine ev sahipliği yapan Aladağlar, Alp-Himalaya kıvrımının bir parçası olan Toros Dağları’nın orta kısmını oluşturuyorlar. Aladağlar’da 3000 metrenin üzerinde yaklaşık 60 zirve bulunuyor. Derin vadileri, mağaraları, buzul kayalıkları, kanyonları, platoları, zengin yaban hayatı ve yemyeşil dokusuyla yoldan ayrılıp doğayla kucaklaşmak isteyenler için son derece büyük potansiyel sunuyor. Yedi Göller, Hacer Ormanı, Kapuzbaşı Şelaleleri, buzul gölleri gibi doğa harikası noktaları ile en güzel seyahat noktalarından biri olan Aladağlar, özellikle yaz ve sonbahar aylarında yoğun ilgi görüyor. Aladağların uygun ulaşım noktası ise Niğde’nin Çamardı ilçesinde bulunuyor. Kayseri- Yahyalı arası 66 km, Niğde-Çamardı arası 65 km, Adana-Çamardı arası ise 160 km mesafede yer alıyor. Bölgede bilinen rotaların yanı sıra birçok stabilize yol ve patika da arazi aracıyla seyahat etmek isteyenlerin ilgisini çekiyor. Kimi zaman riskli noktaları da barındırdığından bu rotayı tercih ettiğinizde öncelikle iyi bir planlama yapmanız gerekiyor. Ama ülkemizin bu cennet köşesi de mutlaka görülmesi gereken yerler listesinde yer alıyor.
KENDİNİ BULMANIN BİR YOLUNU BUL!
Her zaman sınıfında en güçlü pikaplardan biri olan Ranger, uzak bir yere gitmek istediğinizde daima doğru seçim yaptığınızı size hatırlatan bir araç. Yol nereye götürürse götürsün, Yeni Ranger performansıyla, torkuyla, etkili çekiş gücüyle, yakıt ekonomisiyle, değişen koşullara her durumda adapte oluyor. Gelişmiş, yeni 10 ileri otomatik vitesli şanzımanla Yeni Ranger, yakıt ekonomisi ve ödüllendirici bir hızlanma sunuyor. Şanzımanın değişen koşullara zahmetsizce adapte olmasını sağlayan gerçek zamanlı adaptif vites değiştirme özelliğini kullanıyor. Böylelikle, ister otoyolda isterse zorlu arazi şartlarında olun, daima doğru zamanda doğru vitesi seçebiliyorsunuz. Sürüş sırasında sadece bir düğme hareketiyle 4×4 çekiş sistemini aktif hale getirilebilir ve tekrar kapatabilirsiniz. Yeni Ford Ranger’da; XLT donanım versiyonunda 170 PS gücünde 2.0 litre EcoBlue ve Wildtrak donanımda 213 PS gücünde 2.0 litre EcoBlue olmak üzere farklı donanım ve motor kombinasyonu bulunuyor. Avrupa’nın en çok satan pick-up modelinin en güçlü ve yüksek performanslı versiyonu olan Ford Ranger Raptor ise gerçek off-road pick-up performansını Türkiye’deki kullanıcılara sunuyor. Ford’un F 150 Raptor modelinden ilham alarak geliştirdiği yeni Ranger Raptor, zorlu arazi kullanımlarını destekleyecek şekildeki tasarımı ve 500 nm tork üreten 213 PS gücündeki motoru ve segmentinin en yüksek su geçiş derinliği ile imkânsızın tanımını değiştiriyor.