Her güzelliğiyle örnek Şehir: Eskişehir

Eskişehir, birçok ilki bir arada barındıran çok özel bir şehir. Canlı sosyal yaşamı, üniversitesi, tarihi ve her geçen gün sayısı artan görsel mekânlarıyla hem sakinlerini hem de ziyaretçilerini mutlu etmeyi başarıyor. Birkaç yıl önce açılan Yılmaz Büyükerşen Balmumu Heykeller Müzesi, şehre renk katan bu görsel mekânlardan biri. Biz de hem bu güzel müzeyi hem Eskişehir’i daha yakından tanımak, vadettiklerini sizlerle paylaşmak istedik.

Türkiye’nin en modern, en sosyal şehirlerinden biri olan Eskişehir gün geçtikçe güzelleşiyor. Bu değişimde şehrin uzun süredir Belediye Başkanı olarak görev yapan Yılmaz Büyükerşen’in önemli payı var. Siyasi ve akademik yaşamının yanında sanata olan ilgisiyle de tanınan Yılmaz Büyükerşen, yaptığı balmumu heykellerle şehre çok önemli bir müzenin kazandırılmasını sağladı. 2013 yılında açılan Yılmaz Büyükerşen Balmumu Heykeller Müzesi, şehrin bir çekim merkezi olma özelliğini pekiştirirken, aynı zamanda sosyal ve kültürel zenginliğine de büyük katkı yaptı. Kendi adıyla kurulan Balmumu Heykeller Müzesi’nde Büyükerşen’in bizzat yarattığı çok sayıda heykel sergileniyor. Müzede, Atatürk’ün çeşitli dönemlerini yansıtan heykelleri, Atatürk’ün ailesinin yanı sıra yerli ve yabancı devlet adamlarının, sanatçıların, medya mensuplarının ve sporcuların canlı hissi veren heykelleri, değişik dekorlar önünde sergileniyor. Müzede aynı zamanda Eskişehir’in ve Türkiye’nin tarihinden kesitlere de yer verilmiş.

Müzenin geliri çocukların eğitimi için değerlendiriliyor
Geliri kız çocukları ve engelli çocukların eğitimi için kullanılan Balmumu Heykeller Müzesi, farklı temalara sahip Salon A, Salon B, Salon C, Salon D ve Salon E bölümlerinden oluşuyor. Salon A’da, Atatürk ve Osmanlı padişahlarının yanı sıra Kurtuluş Savaşı liderleri ve kahramanlarının heykelleri bulunurken, Salon B’de önemli sanatçılardan Kemal Sunal, İbrahim Tatlıses, Orhan Gencebay, Barış Manço ve birçok tiyatro, sinema ve müzisyenin heykeline ev sahipliği yapıyor. Tarihimizin önemli isimlerinin heykelinin yer aldığı Salon C’de; Nasreddin Hoca, Battal Gazi, Yunus Emre, Mevlana heykelleri ziyaretçiler tarafından görülebiliyor. Salon D’de önemli siyasetçiler ve Salon E’de de birçok ödüle sahip olan eğitimciler ve ödülleri sergileniyor.
Pazartesi günleri dışında her gün ziyarete açık olan Yılmaz Büyükerşen Balmumu Heykeller Müzesi, dünyanın pek çok ülkesinde bulunan “Madam Tussaud” Müzesi’nin Türkiye’deki ilk örneği olma özelliğine sahip.

Büyükerşen, balmumunun gizemini Londra’da çözmüş
Heykel yapımının geçmişi Romalılara kadar uzanıyor. Romalılar ölen kişilerin yüz şeklini alarak bunu kalıp haline getirirlermiş. Balmumu bu kalıplara dökülür ve ölen kişinin yüz kalıbı odanın bir köşesinde sergilenirmiş. Bu teknik zamanla gelişerek günümüzdeki formunu almış. Bu heykel tekniğinde balmumunun kullanılması, malzemenin yumuşak ve kolay şekil almasına dayanıyor. Günümüzde dünyanın birçok yerinde balmumundan yapılmış heykellerin sergilendiği müze bulunuyor. Söz konusu müzeler içerisinde en tanınanı ise Londra’da bulunan “Madam Tussaud” Müzesi. Balmumu heykelciliğin Türkiye’de tanınmasında Yılmaz Büyükerşen’in payı çok büyük. Büyükerşen, bu alana ilk merak saldığında balmumu kıvamını tutturmada pek başarılı olamamış. Ancak Londra’nın ünlü müzesi Madame Tussauds’ı ziyareti sırasında bulduğu bir heykel parçasını Anadolu Üniversitesi Kimya Bölümü’nde analiz ettirerek tam kıvamı yakalayabilmiş. Kendi anlatımına göre Yılmaz Büyükerşen’in heykel yapımına merakı, Londra’daki müzede gerçeğiyle pek ilgisi olmayan Atatürk heykelini görmesiyle başlamış. Uzun süren çalışmalardan sonra geliştirdiği heykelcilik sanatının ürünü heykelleri, Balmumu Heykel Müzesi dışında Türkiye’nin birçok yerinde de sergileniyor. Madame Tussauds Müzesi’nde sergilenen ve Atatürk’e benzemeyen balmumu heykel ise Koç Holding’in girişimi ve finansmanıyla gerçeğine birebir uygun olarak yeniden yapıldı; 10 Kasım 2005 günü düzenlenen özel bir resepsiyonla müzedeki yerine konuldu. Yeni heykelin yapımında Yılmaz Büyükerşen de çalışmalara katıldı.

Devrim Arabası

Türkiye’nin modern yüzü
Yıllardır Anadolu Üniversitesi’nin genç nüfusuyla aydınlanan ancak bu özelliğinin yanında hem tarihi değerleri, hem de ülkemize kazandırmış olduğu kültürel ve ekonomik değerleri ile kesinlikle gidip görülmesi gereken yerlerden birisi Eskişehir. Özellikle Cumhuriyetin ilk yıllarından itibaren ekonomik anlamda stratejik bir misyon üstlenen bölge; ağır sanayinin ve havacılığın gelişiminde önemli rol oynadı. İlk yerli otomobilimiz olan Devrim, adı gibi bir değişim getirdi ve bunun tüm ülke sathına yayılmasını sağladı. Bugün gerçekten de şehircilik ve sosyal yaşam bakımından ülkemizin en gözde şehirlerinden biri olan Eskişehir, müzeleriyle, parklarıyla, tarihi bölgeleriyle gezginler için de zengin bir hazine barındırıyor. Bu hazineye sahip olmak için iki günlük bir program tadımlık keşiflerin peşinde olanlar için yeterli olacaktır. Türkiye’nin her yerinden otobüs aracılığıyla şehre kolayca ulaşım sağlanabiliyor. Bunun yanında hızlı tren sayesinde birçok şehirle kısa sürede rahat bir ulaşım sağlamak mümkün. Eskişehir’e hayat veren, güzelliğine güzellik katan Porsuk Çayı, ilk görülmesi gereken yerlerin başında geliyor. Zaten şehrin canlı yüzü, bu çayın merkezden geçen kısmı etrafında konumlanmış durumda. Venedik’teymiş izlenimi veren gondollarla Porsuk Çayı’nda gezintiye çıkmak mümkün. Zaten yerli ve yabancı turistlerin ilk aktivitesi bu oluyor.

İç Anadolu’da bir iç deniz
Ankara’nın hâlâ bir denizi yok ama Eskişehir’in var. Eskişehir’deki bir diğer gezi noktası olan Kent Park, Türkiye’nin ilk yapay plajına sahip olmasıyla ünlü. Parklar bakımından zengin olan Eskişehir’in en güzel parkı kesinlikle burası. Kent Park ile yaşanası bir şehir olan Eskişehir’in deniz eksikliği giderilmeye çalışılmış. Doğal bir deniz havasından uzak olsa da yazın insanların serinlemesi için kullanışlı bir plaj oluşturulmuş. Ayrıca plaj, biri çocuklar için olmak üzere iki havuza sahip. Kent Park sadece plaj ve havuzla kalmayıp içerisinde gölet, at binme alanı, büfeler ve kapalı havuz da barındırıyor.

Yüzyıllar öncesine yolculuk; Odunpazarı Evleri
Odunpazarı’nda yer alan Odunpazarı Evleri, şehrin dünya kültür mirasına eklediği en önemli eserler arasında yer alıyor. Tarihten bu yana Evliya Çelebi’nin de içinde bulunduğu pek çok gezgin tarafından övgüyle bahsedilen evler, günümüzde şehrin turizminde büyük öneme sahip. Odunpazarı Evleri’nin bir kısmı halen konut olarak kullanılsa da büyük bir kısmı ufak dükkânlar, müze, kafe, restoran ve butik oteller olarak hizmet veriyor. Şehrin en eski yerleşim alanı olan bu bölgede, günümüzde birçok önemli tarihi ve turistik yapı bulunuyor. Balmumu Heykeller Müzesi’nin de bulunduğu bölgede; Kurşunlu Camii ve Külliyesi, Lületaşı Müzesi, Atlıhan El Sanatları Çarşısı, Çağdaş Cam Sanatları Müzesi, Şelale Park, Osmanlı Evi, Cumhuriyet Tarihi Müzesi, Alaaddin Cami ve Anadolu Üniversitesi Karikatür Müzesi, Eskişehir’in gezilecek yerler listesinin başında yer alıyor.

Odunpazarı Evleri

Evreni Eskişehir’de keşfedebilirsiniz
Eskişehir, ilklerin ve yeniliklerin kenti. Bunu gözlemleyebileceğiniz bir diğer adres de Sazova Bilim Kültür ve Sanat Parkı. İçerisinde birbirinden farklı birçok yapı bulunduran parkta, Masal Şatosu, Uzay Evi, Eti Sualtı Dünyası, Amfi Tiyatro, Korsan Gemisi ve farklı birçok oyun alanı yer alıyor. Bu çekim merkezleriyle Sazova Parkı, hem küçükleri hem de büyükleri heyecanlandıran keyifli sürprizlere ev sahipliği yapıyor.