Gün batımını keyifle izleyeceğiz 7 eşsiz yer

Erken kültürlerden bugüne, güneşe her veda içgüdüsel bir dinginlik katar insana. O yüzden güneş kızıl tepelerin ardında ya da kırmızı suların derinliğinde kaybolurken izlemek ayrı bir tutkudur. İşte bu tutkuyu içten yaşayanlar için bir rehber hazırladık.

Geceyle gündüzün mutlak belirleyicisidir güneş. Kimi kültürde yeniden dirilmenin, kimisinde ise iyiyle kötünün sonsuz mücadelesidir. İyi olan ancak kötünün bilinciyle değerlidir. O nedenle de güneş her ne kadar evrende bir zerre olsa da bizim için hem yaşamsal hem felsefi bir varlığa sahiptir. İnsanlık, güneşin izinde muazzam bir medeniyet geliştirse de, gün sonunda onun büyüklüğü karşısında hayranlığını gizleyemez. Bu hayranlığın en güzeli de Anadolu’da yaşanır. Kuzeyden güneye, doğudan batıya gün batımının efsaneleştiği bir yer mutlak vardır. Bu sarı sıcak sayfalarda o yerlerin en etkileyicilerini sıraladık.

NEMRUT DAĞI / ADIYAMAN

2150 metre yükseklikteki Nemrut Dağı, gün batımı deyince akla ilk gelen yerlerden biri. Eşsiz bir manzaranın üzerine doğru alçalan güneş, eski çağlardan hisler yaşatıyor izleyenlere. Ve biliyorsunuz, Nemrut Dağı, o görkemli heykelleriyle meşhur. Antik dönemlerde birbiriyle sürekli mücadele halindeki batı ile doğu kültürünü harmanlayan bu heykellerin bir kısmı güneşin doğuşunu selamlarken bir kısmı da batışını selamlıyor. Heykeller başlı başına ayrı bir yazının konusu ama konumları itibarıyla Türkiye’de gün batımının izlenebildiği en eşsiz noktalardan birinde yer alıyor. Kommageneli Kral Antiochus’un dönemin çok tanrılı dinlerini tek bir çatı altında buluşturma hedefini simgeleyen heykeller, gün batımında neredeyse canlanıyor. Arkeolojik olarak tamamı keşfedilememiş olan bu bölgede güneşle vedalaşmak herkesin mutlaka yaşaması gereken bir deneyim.

Kapadokya

KAPADOKYA / NEVŞEHİR

Anadolu’nun coğrafi zenginlikleri, aynı zamanda güneşle gizli bir ilişki içinde gibi. İşte bu yerlerden bir diğeri de Kapadokya. Gidenler zaten bilir ama henüz gitmeyenler için şöyle tarif edelim bu bölgeyi; doğal bir film platosunda tarihle, kültürle, doğayla kimlik kazanmış bir diyar Kapadokya. Güneş ise bu bölge üzerinde batarken öyle ışık oyunlarına neden oluyor ki, bazen bir bilim kurgu filminin setinde ya da kurgusal bir sanat enstalasyonunun merkezinde gibi hissediyorsunuz kendinizi. Şimdilerde yerli turistler için deneyimlemesi bir hayli masraflı olacaktır ama gün batımı balon turlarının bu görsel hazzı bambaşka bir boyuta taşıdığını eklemek gerekiyor. Kızılçukur Vadisi, Kapadokya’da gün batımının en iyi izlenebileceği yerlerin başında geliyor. Aslında günün her saati muazzam bir görsellik sunan bölge, dünya benzeri bir gezegende bulunuyormuş hissi yaşatıyor.

Şeytan Sofrası

ŞEYTAN SOFRASI / AYVALIK

Şeytan Sofrası, Balıkesir’in Ayvalık ilçesinde yer alan muazzam güzellikteki bir tepe. Gündüz geceye dönerken, eskilerin tabiriyle kerahat vakti göz alabildiğine bir manzara, huzur veren, dinginleştiren bir coğrafyada bulunmak gerçekten eşsiz bir deneyim. Şeytan Sofrası, adını üzerinde konumlandığı volkanik bir oluşumdan alıyor. Lav birikintisinin yuvarlak görünümü nedeniyle sofraya benzetilen bu oluşum, hâkim olduğu irili ufaklı bir sürü ada ve denizle görenleri kendine hayran bırakıyor. O hayranlığa bir de gün batımı eklenince mitolojinin doğal bir parçası haline geliyorsunuz. Mitoloji demişken buranın hikâyesinden bahsetmemek olmaz. Hikâyeye göre; Zeus’un İda adında bir sütannesi vardır. İda, şeytanın Zeus’a zarar vereceğini düşünür ve bunu engellemek için şeytanı kovar. Bu şeytanın üç ayaklı olduğuna inanılır. Şeytan kaçarken bıraktığı ayak izlerinden birinin Şeytan Sofrası’nda olduğuna inanılır. Diğer ayak izleri ise İda dağlarının eteğinde ve Midilli Adası’ndadır.

Şeytan Sofrası özellikle yaz aylarında gün batımını izlemek isteyenlerin akınına uğruyor. O yüzden bir yaz tatili burayı ziyaret edecekseniz erken gitmekte fayda var. Ama emin olun yılın her mevsimi bu muazzam güzelliğe şahitlik edebilirsiniz. Kesinlikle gitmeye ve görmeye değer…

Kaş

KAŞ / ANTALYA

Coğrafi, tarihi ve sualtı güzellikleriyle Anadolu’nun bir başka cennet köşesidir Kaş. Bir kere giden, artık ömrü boyunca orada tekrar bulunma isteğine karşı koyamaz. Türkiye’nin en gözde tatil bölgelerinden biri olmasına rağmen doğallığını, sıcaklığını sürdürebilen ender yerlerden biri olan Kaş, güneş kâşiflerinin de gözdesi. Zira bulunduğu konum itibarıyla güneşin benzersiz ışık oyunları denizin üzerinde bakmaya doyulmayan manzaralar oluşturur. Bir meditasyon kaynağı ya da ruhu tazelemenin keyifli bir yoludur Kaş’ta gün batımını izlemek.

Filyos

FİLYOS / ZONGULDAK

O hırçın Karadeniz’in dağınık beyaz mavi saçları, akşam vakti kızıl bir renge bürünür. Güneş, Karadeniz’in sularında kaybolurken, maviden kızıla, derinden gökyüzüne kadar fırça darbelerini konuşturur. Uçsuz bucaksız boşlukta, Filyos kıyılarından nice hayaller kurulur. Kimi sevgiliye, kimi geçmişe, kimi geleceğe meçhul dilekler tutulur. Ama Karadeniz’in bu sakin kasabası, gün batımında benliğini bulur. Üstelik hiç uzakta değil, Zonguldak’ın yanı başında, Karadeniz’in tam kalbinde. Düşünürken bile şair olası geliyor insanın, hele siz bir de yakından görün…

Van Gölü

VAN GÖLÜ / VAN

Van Gölü dedik ama yanıltıcı olmayalım. Türkiye’nin bu en doğusunda, sadece Van Gölü’nde değil tüm şehirde gün batımı sürprizleri bekliyor ziyaretçilerini. Van, coğrafyanın ve tarihin ince ince şekillendirdiği bir dantel gibi. Dolayısıyla güneş ışıkları dantel üzerine vurunca, doyumsuz manzaralar beliriyor her noktasında. Van Gölü, güneşin kızıl nağmelerini kulaklara fısıldarken, hemen bir tepenin üzerindeki kadim yapı, ardındaki güneşin heybetiyle “ben asırlardır buradayım” diyor. Gün batımının en güzel izlendiği yerlerden biri olan Van Gölü, hem yaz hem de kış mevsiminde etkileyici görünümünü devam ettiriyor.

Bozcaada

POLANTE FENERİ / BOZCAADA

Yolumuz bir kez daha düştü Ege’ye. Bozcaada, Ege’nin kalbinde, nevi şahsına münhasır bir coğrafya sunuyor ziyaretçilerine. Şimdilerde çok popüler, o nedenle daha önce deneyimlemiş olabilirsiniz. Ama bu yazdıklarımız, gidip görmeyenlere ilham olsun. Bozcaada’nın batısındaki bir uç noktaya 1861 yılında inşa edilen Polente Feneri, gün batımının efsaneleştiği bir başka özel konumda bulunuyor. Denizden yaklaşık 30 metre yükseklikte yer alan Polante Feneri, yalnızca gün batımında değil, orada bulunduğunuz her anda mitolojik kahramanların efsanelerini yaşatıyor. Yine aynı bölgede yer alan rüzgargülleri, manzaraya ayrı bir güzellik katıyor. Topraktan göğe yükselen uzun çiçek gövdeleri gibi, gün batımının karanlığında yaprakları uçuşuyor. Bozcada’da gün batarken, içinizde gizlediğiniz en güzel hisler kendi gündüzlerine uyanıyor.