Denizde yazılan tarih: İstanbul Deniz Müzesi

Bin yıllık Türk denizcilik tarihinden kesitler sunan İstanbul Deniz Müzesi, yediden yetmişe herkese unutulmaz bir deneyim yaşatıyor. Fatih’in gemileri karadan yürütmesine neden olan Bizans zincirinden, Osmanlı donanmasındaki fırkateynlerin armalarına kadar birbirinden değerli 20 binden fazla parça barındıran İstanbul Deniz Müzesi, yenilenen mimarisiyle ziyaretçilerini ağırlıyor.

Türklerin Orta Asya’dan Anadolu’ya uzanan kadim yolculukları 11. Yüzyılda Selçuklu Devleti’nin bölgedeki gücünü artırmasıyla yepyeni bir hal aldı. Yüzyılın sonunda Türkler artık Akdeniz kıyılarına uzanmış ve varlıklarını koruyabilmek için denizin ne kadar önemli olduğunu keşfetmişlerdi. Anadolu gerçek anlamda bir Türk yurdu haline geldikten sonra, denizcilikte de hızlı bir ilerleme kaydettik. Bugün hala adını dünya denizcilik tarihine geçirmiş Türk denizcilerinin imza attığı başarılarla gururlanıyor, donanmalarımızın galip geldiği savaşları hatırlıyoruz. Denizle tanışmamızın, onu sevmemizin ve kültürümüzün bir parçası haline gelmesinin üzerinden bin yıldan fazla zaman geçti. Denizin bize sunduklarıyla geliştirdik uygarlığımızı. Hezimetler de yaşadık, Mustafa Kemal Atatürk’ü Samsun’a ulaştıran Bandırma gemisiyle yeniden dirilişler de. Atatürk, denizi seven, ona saygı duyan ve onu anlayan bir halk yaratmayı hedefliyordu. Denizin bize sunduklarına karşı hiç bitmeyecek bir saygı duruşuydu aslında bu. Bugün bu saygı duruşunun en güzel örneklerinden biriyle buluşturmak istiyoruz sizleri. Bin yıllık bir serüvenin halen canlı kalan anılarını barındıran ve İstanbul’un kültürel zenginlikleri arasında önde gelen bir mekân burası; İstanbul Deniz Müzesi.

Türk milletinin denizle olan ilişkisini görebileceğiniz, inişlerin ve çıkışların hikâyesini anlatan objelerle zenginleşen ve Mustafa Kemal’in kurtuluş mücadelesinden izler taşıyan eşsiz müzelerimizden biri İstanbul Deniz Müzesi. Her yaştan insan için mutlaka görülmesi gereken bu müze, adımınızı ilk attığınız andan itibaren geçmişle bugün arasında bir köprü kuruyor.

Türk denizcilik tarihine açılan ilk ve en büyük kapı

Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’na bağlı olan İstanbul Deniz Müzesi, Türkiye’de de kurulan ilk askeri müze olma unvanına sahip. Aynı zamanda ülkemizdeki en büyük deniz müzesi olan İstanbul Deniz Müzesi’nin koleksiyonunda 20 binden fazla eser bulunuyor. Bu rakamla tüm dünyadaki benzerleri arasında da ilk başlarda yer alan İstanbul Deniz Müzesi’nin kuruluşu, 19. Yüzyılın son yıllarına uzanıyor.

1897 yılında Bahriye Nazırı Hasan Hüsnü Paşa’nın emirleri, Miralay Hikmet Bey ve Yüzbaşı Süleyman Nutku’nun çabaları sonucu Tersane-i Amire’de küçük bir binada “Müze ve Kütüphane İdaresi” ismiyle kurulan İstanbul Deniz Müzesi; ilk yıllarında bir düzenleme yapılmadan müze deposu olarak sergiye açılmış. 1914 yılında Bahriye Nazırı olan Cemal Paşa, denizciliğin tüm kollarında olduğu gibi müzede de reform yapmış ve müdürlüğe Deniz Yüzbaşı Ressam Ali Sami Boyar’ı getirerek, bilimsel anlamda yeniden düzenlenmesine olanak tanımış. Boyar, Türk gemilerinin tam ve yarım modellerinin yapılması için “gemi model atölyesi” ve mankenlerin yapıldığı “mulâj-manken atölyesini kurarak, müzeciliğin geliştirilmesine ve bugünkü halini almasına temel oluşturmuş.

II. Dünya Savaşı’nın başlamasıyla, eserler korunma amacıyla Anadolu’ya nakledilirken,  savaş sonunda müzenin tekrar İstanbul’a taşınmasına karar verilmiş ve müze o günün koşullarında en uygun yer olan Dolmabahçe Camii Külliyesi’ne taşınmış.  Yeni müze müdürü Haluk Şeyhsuvaroğlu idaresinde iki yıllık bir çalışmadan sonra 27 Eylül 1948 yılında ziyarete açılan İstanbul Deniz Müzesi, 1961 yılında Beşiktaş İskele Meydanı’nda Türk Amirali Kaptan-ı Derya Barbaros Hayrettin Paşa’nın anıtı ve türbesi yanında, bugünkü bulunduğu yere taşınmış. Birkaç yıl önce yenileye alınan müze, 4 Ekim 2013’te tekrar ziyarete açıldı.

Ana sergi binası üç katlı olan ve 1500 m²’lik alana yayılan müzede,  dört büyük salon ve 17 oda sergileme alanı olarak kullanılıyor. Müze salonlarının isimleri rüzgâr yönlerinden yola çıkarak verilmiş. Müzede, saltanat kayıkları, bahriyeli kıyafetleri, el yazmaları, gemi modelleri, sancaklar, haritalar ve portolanlar, tablolar, tuğralar ve armalar, kadırgalar, seyir aletleri, gemi baş figürleri ile silahlar sergileniyor.

Su üzerinde şekillenen geçmiş

Gemileri su üzerinden yürütmeyi düşünebilen atalarımızın izinde birçoğu yeterince bilinmeyen binlerce hikâyenin anlatıldığı bir kitap gibi İstanbul Deniz Müzesi. Her adımda yeni bir sayfayı çevirebiliyor, görsel ve dokunsal olarak kişisel keşiflerinizi yapabiliyorsunuz.
Müze, Deniz Tarihi Arşiv Müdürlüğü, Deniz İhtisas Kütüphanesi ve Piri Reis Araştırma Merkezi olmak üzere 3 bölümden oluşuyor. Arşiv Müdürlüğü, yaklaşık 20 milyon belge, 8 klasik katalog ile 1 indeks kataloga sahip. Müdürlükte, bu aşamada 15 katalog ile araştırmacılara hizmet verilmekte. Belge Arşivi, Fotoğraf Arşivi ve Harita Arşivi olmak üzere üç ana gruptan oluşuyor.
Deniz İhtisas Kütüphanesi’nde, yaklaşık 21 bin 395 kitap bulunuyor. Türkiye’de sahasındaki en kapsamlı ve doyurucu kütüphane olma özelliğine sahip mekanda, Osmanlıca, İngilizce ve Fransızca kitaplar yer alıyor. Piri Reis’in istinsah edilmiş dört el yazması da kütüphanede bulunan nadir eserlerden biri.
Piri Reis Araştırma Merkezi, Türkiye üniversitelerinde denizcilik tarihinin araştırılması ve öğretilmesine yönelik herhangi bir bölüm bulunmadığı gerekçesiyle bu boşluğu doldurmak için İstanbul Deniz Müzesi Komutanlığı bünyesinde 27 Mart 2005’te kuruldu. Bünyesinde tarihçi, çevirmen ve grafikerlerin bulunduğu merkezde, üniversitelerin tarih bölümleri ile bunlara bağlı Sosyal Bilimler Enstitülerinde deniz tarihi ile ilgili yapılan çalışmalar ile yurt içinde ve dışında yayımlanan dokümanların takibi yapılıyor, makale, bildiri ve kitaplar hazırlanıyor.

Koleksiyonlar
İstanbul Deniz Müzesi, yaklaşık 20 bin objeden oluşan koleksiyonlarının zenginliği kadar geniş bir yelpazede çok çeşitli kültürel varlıkları bir arada sergilemesi açısından da seçkin bir müze olma özelliği taşıyor.
Konularına göre gruplandırılan koleksiyonların arasında Atatürk’ün eşyaları, tarihi kayıklar, silahlar, haritalar, resimler, gemi modelleri, gemi baş figürleri, seyir aletleri, gemi aksamları, plaketler, çanlar, armalar, tuğralar, sancaklar, fenerler, beratlar, fermanlar, el yazmaları, üniformalar, nişanlar, madalyalar, sikkeler, damgalar, mühürler, mezar taşları, kitabeler, taş baskılar, amforalar, saatler, mobilyalar ve fotoğraflar bulunuyor.
Müze, kralların ve padişahların kullandığı “Saltanat Kayıkları”ndan 14’üne ev sahipliği yapıyor.

“Dünyada orijinal olarak var olan tek kadırga”
Dünyada orijinal olarak var olan tek kadırga olma özelliği taşıyan müzenin en dikkati çeken eseri, “24 Çifte Kürekli Tarihi Kadırga”.
Kadırgayı, Osmanlı sultanlarının yakın sularda kullandığı biliniyor. Sultan IV. Mehmet (8 Ağustos 1648-8 Kasım 1687) devrinde kullanıldığı tahmin edilen kadırga hakkında devam eden araştırmalar, teknenin 16. yüzyıl sonlarında inşa edildiğini gösteriyor.
Müzede, deniz tarihine ışık tutan, geçmişi bugüne farklı perspektiflerde yansıtan sergiler de bulunuyor. Tarihi kayık koleksiyonlarının görülebileceği “Tarihi Kayıklar Sergisi”nde dünyanın yaşayan en eski gemisi olan Tarihi Kadırga, 19. yüzyıla ait Osmanlı padişahlarının ve yakınlarının törenler ve günlük geziler için kullandıkları görkemli saltanat kayıkları, piyade kayıkları, Mustafa Kemal Atatürk tarafından kullanılan kayıklar, Refah Şilebi’ne ait 5 çifte kurtarma filikası, Ertuğrul Yatı’na ait 5 çifte filika, İnebolu Kayığı, Mabeyn Kayığı, Tenezzüh Kayığı ve diğer kayıklar yer alıyor.
Osmanlı Donanması’nda kullanılan ahşap eserlere ait örneklerin sunulduğu “Osmanlı Ahşap Sanatı Sergisi’nde, dünyanın en büyük arması olma özelliğini taşıyan, 14,5 metre uzunluğundaki Orhaniye Fırkateyni’ne ait baş arması ile 8 metrelik uzunluğuyla yine dünyanın sayılı armaları arasında yer alan Aziziye Fırkateyni’ne ait arma dikkati çekiyor.
Sergide, gemi baş figürleri, tuğralar, armalar ve muhtelif ahşap süslemeler ile çeşitli gemi modellerinin yanı sıra bahriyeye ait gemilerde, kayıklarda ve binalarda kullanılan ahşap süslemeler de bulunuyor.

Türk deniz tarihinden sayfalar
Köklü Türk denizcilik tarihine ışık tutan “Türk Deniz Tarihinden Sayfalar” adlı sergide, Türk denizcilik tarihine damgasını vuran şahıs, gemi ve olaylar kronolojik ve tematik olarak ziyaretçiye sunuluyor.
Sergide, geçmişten geleceğe uzanan köklü mirasa sahip Türk denizciliğinin temellerinin ilk atıldığı andan itibaren Çaka Bey, Umur Bey, Kemal Reis, Piri Reis, Barbaros Hayrettin Paşa, Turgut Reis, Seydi Ali Reis gibi büyük denizciler ile Türk denizciliği anlatan eserler yer alıyor.