TOPLUMSAL OLAYLARDA PSİKOLOJİMİZİ KORUMAK MÜMKÜN MÜ?

Toplumsal olayların kişilerin hayat kalitesini ve dolayısıyla psikolojilerini etkilediğini söyleyen Uzman Psikolog Cemre Ece Gökpınar Çağlı, pandemide yaşanan belirsizliğin kaygıyı, öfkeyi ve stresi tetiklediğini vurguluyor. Bu noktada neler yapılması gerektiğini aktaran Çağlı, konuyla ilgili sorularımızı yanıtladı.

Toplumsal olayların birey psikolojine etkisi nedir?

Toplumsal olayların tüm toplumu oluş­turan bireyleri etkilediği kaçınılmaz bir gerçektir. Bireyler yaşadıkları toplum içerisinde var olan sorunlara dolaylı ya da direkt bir şekilde maruz kalıyor. Ge­rek maddi gerek manevi gerek de sağlık gibi majör sorunlar kişilerin fiziksel ve psikolojik sağlığını etkiliyor. Örneğin günümüzde dünyaca maruz kaldığımız pandemi sürecinde insanların sadece fiziksel sağlıkları değil, aynı zamanda psikolojik sağlıkları da tehlikede. Ya­şanan küresel krizler gibi toplumsal olaylar kişilerin hayat kalitesini ve do­layısıyla psikolojilerini etkiliyor. Zaman zaman kişilerin kendisini güvende his­setmemesine, geleceğe dair endişeler duymasına, karar vermekte zorlanması­na, kâr zarar analizleri yaparken doğru değerlendirmelerde bulunmasına engel oluyor.

Ne gibi psikolojik rahatsızlıklar ortaya çıkar?

Özellikle belirsizlik ve tehdit duygusu kişilerde otomatik ola­rak kaygı yani anksiyeteyi, öfkeyi, stresi tetiklemesi kaçınıl­mazdır. Kimi zaman bu duygular kişiler için hem koruyucu hem de motivasyonu artırıcı ve harekete geçirici olabilirler. Örneğin gelecek kaygısı işlevsel düzeyde olan bir kişinin ya­tırımlarını daha risksiz ve hesaplayarak yapması gibi. Ancak kimi zaman kaygı, korku, stres gibi duygular kontrol altında tutulamadıkları ve işlevselliği bozacak düzeye çıktıkları za­man psikolojik rahatsızlık boyutuna ulaşabiliyor. Tedbir değil panik haline dönüşebiliyor ve bu dönüşümle birlikte sağlık­lı karar verebilmek zorlaşıyor. Bu süreç sonunda da kişi de depresyon, öfke ve dürtü kontrolünde güçlükler, panik atak, kaygı bozuklukları, uyku-iştah bozuk­lukları ya da eş aile ilişkilerinde sorun­lar gözlemlenebilir.

Birey, psikolojini korumak için neler yapmalıdır?

Kişilerin öncelikli olarak yaşanan top­lumsal olaylarda yalnız olmadığı, bu sorunun bir tek onun başına gelmediği gerçeğini kendisine hatırlatması faydalı olacaktır. Herkesin stres ile başa çıkma becerisi ve stratejisi elbette ki farklılık gösterecektir. Kimine sorun gibi görün­meyen bir durum bir diğeri için başa çıkılması zor bir durum haline gelebi­lir. Bu gibi durumlarda kişinin fiziksel sağlığına verdiği önem kadar psikolo­jik sağlığı ve sağlamlılığına da önem vermesi oldukça büyük önem taşıyor. Örneğin beden sağlığımız için aldığı­mız önlemler gibi psikolojik bağışıklı­ğımızı güçlendirme için de kendimize iyi gelecek şeyler konusunda önlem almaya özen göstermeliyiz. Uyku-bes­lenme alışkanlıklarını mümkün oldu­ğunca sağlamaya çalışmak, kendimize iyi gelecek aktivitelere zaman ayıra­bilmek, fiziksel egzersiz ve hareketi hayatımıza dahil edebilmek, sosyal etkileşimlerden uzak kal­mamak, bizi kaygıya sokan düşünceler geldiğinde ise dikkat odağı değiştirmek, dur-düşün-yap tekniği ile dürtüsel hareket etmeyi ve öfke patlamalarını engelleyen bazı teknikler fayda­lı oluyor. Eğer bir yakınımızın böyle bir durumu yaşadığını düşünüyorsak, öncelikle karşımızdaki kişinin sorunla mü­cadelesini eleştirmeden, durumu küçümsemeden anlamaya çalışmak, onu dinlemek ve ihtiyaç duyduğunda yanında ol­duğumuzu hissettirmek bile karşımızdaki kişiyi rahatlatabilir. Eğer süreç bu gibi müdahaleler ile rahatlamıyor ve artık gün­lük – mesleki ve sosyal işlevselliğimize zarar vermeye başlıyor ise de bir uzman desteğine başvurmayı öneriyoruz.

“ÖNCELİKLİ OLARAK YAŞANAN TOPLUMSAL OLAYLARDA YALNIZ OLMADIĞIMIZI VE BU SORUNUN BİR TEK BİZİM BAŞIMIZA GELMEDİĞİ GERÇEĞİNİ KENDİMİZE HATIRLATMALIYIZ. STRESLE BAŞA ÇIKMA BECERİMİZ VE STRATEJİMİZ ELBETTE Kİ FARKLI. BU GİBİ DURUMLARDA FİZİKSEL SAĞLIĞIMIZA VERDİĞİMİZ ÖNEM KADAR PSİKOLOJİK SAĞLIĞIMIZA DA ÖNEM VERMELİYİZ”