Teknoloji, kadının çalışma hayatındaki geleceğine katkı sağlıyor
Yazı: Aslegal Hukuk – Ortak, Avukat, Arabulucu Bahar Sür
Birçok ülkede kadın çalışanların sayısı gerek yasal düzenlemeler gerekse sosyal farkındalıkların olumlu etkisiyle artmaya devam ediyor. Tahmin edildiği üzere teknolojide büyük bir hızla yaşanan gelişim ve değişim, esasında 4’üncü Sanayi Devrimi, birçok sektörde kadın çalışanlarının sayısındaki bu artışa olumlu etkide bulunmaya devam edecek. Teknolojinin etkisiyle otomasyon sistemlerinin çalışma yöntemlerini de kapsamına alması; bu bağlamda yaşanmakta olan üretim modellerindeki değişim, kadın çalışanlarının sayısı ve verimliliğindeki, güvenliğindeki artışı da aynı oranda ortaya koyacak görünüyor. İnsan Kaynakları başta olmak üzere sağlık, tekstil, üretim, lojistik, hatta inşaat sektöründe dahi teknolojinin entegre olmasıyla kadın çalışanların sayısının arttığını gözlemlemek mümkün. Bu bağlamda “kadının çalışma geleceğindeki yeri” bakımından global düzeyde gerçekleşmekte olan bu olumlu gelişmelere hemen her sektördeki işverenin ayak uydurması gerektiği göz ardı edilmemesi gereken bir gerçek.
Kadınlar iş dünyasından daha çok yer alacak
Tabii ki uzmanların sıklıkla dile getirdiği üzere bu zorunlu değişim ve gelişim (teknolojik anlamda) bazı sektörlerdeki iş gücü ihtiyacını önemli ölçüde azaltacak hatta yok edecektir. Ancak yine aynı değişim ve teknolojik gelişmeler, yeni meslekleri ve uzmanlık alanlarını hem kadın hem erkek çalışanlar için ortaya çıkaracak. Dolayısıyla eski alışkanlıkların teknolojiye ayak uyduramayan mesleklerle birlikte terk edileceği geleceğin çalışma hayatında kadının yerini çok daha fazla görebilmek imkan dahilinde. Özellikle yapay zekânın fiziki güç gerektiren mesleklerin yerini almaya başladığını (makine operatörlüğü, bakım, asistan/sekreter, depo elemanı, forklift vs) gözlemliyoruz. O halde oldukça yakın bir gelecekte, fiziki güç ayrımı yapma ihtiyacını duyan bazı meslekler ya tamamen ortadan kaybolacak ya da bu meslekler için kadın çalışanlar da tercih edilecek.
Pandeminin etkisiyle dünya genelinde yaygınlaşan ve hatta yasal düzenlemelerle geleceğin çalışma modeli olarak yerini belirginleştiren uzaktan çalışma modeli de bu gelişmeleri tetikleyen ve kadına hemen her sektörde istihdam alanı yaratacak olan unsurlardan biri. Dolayısıyla kadının gelecek iş hayatı açısından teknolojiyi yorumladığımızda hem yeni istihdam ihtiyacı ile hem de değişim ihtiyacı ile kadın çalışanlar açısından süreç kural olarak olumlu seyredecek. Teknolojinin gelişim hızına adapte olarak iş gücü talebindeki değişime ayak uydurabilmek ve otomasyon çağında başarılı olmak için hem çalışanların hem de işverenlerin yapmaları ve geliştirmeleri gereken esaslar üzerinde durup düşünmeleri gerektiğini de belirtmek yerinde olacaktır.
Şiddet ya da eşitsizlikler kadının çalışma hayatındaki geleceğini olumsuz etkilemeye devam edecek mi?
Bilindiği üzere; 2019 yılında, ILO’nun kuruluşunun 100’üncü yılında 190 Sayılı ILO Sözleşmesi kabul edildi. Ülkemiz tarafından henüz onaylanmamış bu sözleşme kadına karşı şiddetin aile içi şiddet de dâhil olmak üzere çalışma yaşamı içerisinde ele alınması, şiddetle mücadele edilmesini öngörür. Esasen herhangi bir cinsiyete özgülenmemiş olan, yani kadın ve erkek tüm çalışanları kapsamına alan sözleşmenin asıl hedefi, ülkemiz de dahil dünyada yoğun olarak yaşanan kadına karşı şiddet ve tacizin önlenmesi; hareket noktası ise global bir mevzuat eksikliğinin giderilmesidir. Dolayısıyla gerek ulusal mevzuatlarla gerekse 190 Sayılı ILO sözleşmesi ile hedeflenen amacın gerçekleştirilebilmesi için çalışma yaşamına özgülenmiş somut bir düzenlemeye ihtiyaç duyulduğuna şüphe bulunmuyor. Nitekim bu nedenle, korumanın her türlü olası durumu kapsaması, bu bağlamda çalışma hayatının değişen koşullarıyla uyumlu olması benimsenmiştir.
Kadının çalışma hayatındaki yeri ve geleceğinden hareketle çeşitli platformlarda yapılan araştırmaların ortaya koyduğu tablo halen dikkat çekici ve ürperticidir. Örneğin:
- Dünyada cinsel tacize maruz kalan 18 yaş ve üzeri kadınların oranının yüzde 75’e çıktığı, diğer bir ifadeyle en az 2 milyar kadının cinsel tacize uğradığı tespit edilmektedir[1].
- AB’ne üye birçok ülkeden ankete katılan kadınların yüzde 45 ila yüzde 55’i, 15 yaşından beri cinsel tacize maruz kaldığı tespit edilmiştir. Mesleki görevler üstlenen veya üst yönetim kademesinden kadınlar arasında cinsel tacize uğrayanların oranı ise yüzde 75’e kadar çıkmaktadır[2].
- Ortalama 500 milyon çalışan kadın nüfusunun işyerinde tacize karşı korumasız olduğu; 60’a yakın ülkede halen “işyerinde cinsel tacize karşı yasal koruma”nın bulunmadığı; bu oranın Ortadoğu ve Kuzey Afrika’da yüzde 70, Doğu Asya ve Pasifik ülkelerinde yüzde 50, Latin Amerika ve Karayipler’de yüzde 33,3 olarak tespit edildiği çeşitli uluslararası raporlarda belirtilmekte, sıklıkla dile getirilmektedir.
Kadın’a yönelik şiddet ve tacizin iş yeri dışında da iş yerinde de gerçekleşebildiği göz önünde bulundurulduğunda, bu konu özelindeki araştırmalara hassasiyetle bakmak gereği doğmaktadır ki nitekim ilgili bazı araştırmalar incelendiğinde, sorunun hemen her ülkede –üstelik gelişmişlik derecesiyle bağlı olmaksızın– yaşandığı ancak gelişmişlik derecesinin olgunun yoğunluğu noktasında etken oluşturduğu tespit edilmektedir. Öyle ki;
- Cinsel tacize ilişkin araştırmalarda, 2 bin 910’dan fazla kuruluşla yapılan bir anket, görüşülen kadınların yüzde 90’ının iş yerinde kıdemli erkeklerin cinsel tacizine uğradığını göstermiştir[3].
- Meksika’da kayıtlı çalışanların ortalama yüzde 46 oranında bir çeşit cinsel tacize maruz kaldığı[4], Endonezya’da araştırma kapsamındaki kadınların yüzde 85’inin cinsel tacize uğradığı, Birleşik Krallıkta araştırma kapsamındaki kadınların yarısından fazlasının ve 18-24 yaş arası kadınların üçte birine yakınının iş yerinde cinsel tacize maruz kaldığı tespit edilmektedir.
- Fransa’da ise kadınların yüzde 20’sinin iş yaşamında cinsel tacize uğradığı belirtilmektedir.
- Birçok Avrupa ülkesinde kadın taşıma işçisi ile yapılan araştırmada, kadınların dörtte birinin taşımacılık sektöründe kadına karşı şiddetin düzenli bir uygulama olduğuna inandığı, bu şiddetin iş arkadaşları yöneticiler veya diğer müşteriler tarafından gerçekleştirildiği tespit edilmektedir.
Görülmektedir ki; çalışma yaşamında kadınlara yönelik şiddet ve taciz, kadınların insan haklarının ciddi bir şekilde ihlali olduğu gibi; fırsat eşitliğinin sağlanmasının, kadınların insan onuruna yakışır işlere erişiminin önünde ciddi bir engel oluşturmaktadır. Şiddet ve taciz, özellikle kadın çalışanların sağlığı, esenliği ve iş performansı üzerinde yıkıcı bir etki sonucuna neden olmakta; sadece kadın çalışan üzerinde değil aynı zamanda işyeri, işveren üzerinde ve dolayısıyla toplum üzerinde olumsuz etki ve sonuçlar doğurmaktadır. Devamsızlık, verim düşüklüğü, şirket itibarının zedelenmesi, ekip çalışması performansındaki düşüklük, fesih maliyetleri bu sonuçlardan bir kısmını oluşturmaktadır.
FARKINA VAR, AKSİYON AL, YÖNLENDİR
Dolayısıyla sadece kadın değil iş yerindeki her türlü şiddetin önüne geçmek üzere işverenler tarafından şu esasların benimsenip uygulamaya alınması çalışma motivasyon ve verimi bakımından gerekli ve etkili olacaktır.
Mağdur çalışanın maruz kaldığı aile içi şiddet ve istismar konusunda sessizliği bozularak problemin birlikte konuşulmasını sağlamak için FARKINA VAR. (İşe geç kalmak, sık sık işe gelmemek, hastalık izinlerinin artması, endişe, suskunluk, iş kalitesinde düşme, cinsel ayrımcılık, verimsizlik, insanlardan kaçma, sebepsiz davranış bozuklukları, yara izi gibi olağan dışı fiziksel değişim vb.)
Mağdur çalışanın paylaştığı soruna yanıt vermek için AKSİYON AL.(Esnek çalışma, izin, yeni bir görev gibi destekleyici çalışma ortam ve koşullarının, finansman ve psikolojik desteğin sağlanması vb.)
Gerekli resmi kuruluşlardan çalışanın destek ve yardım almasını sağlamak için YÖNLENDİR.
[1] J. Chamie, “Sexual Harassment: At Least 2 Billion Women” in Inter Press Service News Agency, 2018, http://www.ipsnews.net/2018/02/sexual-harassment-least -2 -billion-women.
2 European Union Agency for Fundamental Rights, “Violence against women: an EU-wide survey. Main results report”, https://fra.europa.eu/en/publication/2014/violence-against-women-eu-wide-survey-mail-results-report.
3 ITUC, Global Rights Index, 2014, https://www.ituc-csi.org/ituc-global-rights-index-2014?lang=en.
4 Verite, “Verite Works: Reports and Reflections on the Global Workplace: Advancing Women’s Rights and Social Responsibility: Capacity Building in Mexico”. http://digitalcommons.ilr.cornell.edu/cgi/viewcontent.cgi?article.