Ford Otosan Satış Operasyonları Lideri Barış Karakaş: Dönüşümün odağında müşterilerimiz ve bayilerimiz var
Röportaj: Erdem Çağlayan Fotoğraf: Serkan Şentürk
Otomotiv sektörü çok hızlı bir değişimin içerisinde. Müşterinin merkezde yer aldığı, teknolojinin şekillendirici olduğu bu süreçte Ford Otosan hem yerelde hem de küresel ölçekte dikkat çeken bir yapılanmaya imza atıyor. Konuya en hâkim isimlerden biri olarak görüşlerine başvurduğumuz Ford Otosan Satış Operasyonları Lideri Barış Karakaş, zekâ ve güçlü bir “satış kası” ile desteklenen yeni yapının heyecan verici olduğunu dile getiriyor. Mart ayında üstlendiği yeni görevi hakkındaki sorularımızı da yanıtlayan Karakaş, Ford Otosan bayilerinin başarıya giden yolda kritik bir noktada konumlandıklarını aktarıyor.
Kariyer yolculuğunuzla ilgili bilgi alabilir miyiz? Ford Otosan ile yollarınız nasıl kesişti?
Yıldız Teknik Üniversitesi Endüstri Mühendisliği Bölümü mezunuyum. 2004 yılına kadar IT ve tekstil sektörlerinde görev yaptım. Yine bu süreçte Işık Üniversitesi’nde İşletme Yüksek Lisansımı tamamladım. Ford Otosan Ailesi ile 2004 yılında tanıştım. Tekstil sektöründe Kalite Yönetim Sistemleri sorumlusu olarak çalıştığım için Ford Otosan’da aynı yıl açılan bu görev alanıyla ilgili başvuru yapmıştım. Görüşmelerimiz neticesinde öncelikle Satış Sonrası Departmanında görev aldım. Üç yıllık bir zaman diliminin ardından 2007 yılında Yedek Parça Satış Ekip Lideri oldum. 2009 yılında, Ford’un
Köln’deki merkezinde bölge koordinatörü olarak Almanya’ya gittim. Bu, kariyerimdeki önemli dönüm noktalarından biriydi. İsveç, Norveç, Danimarka, Finlandiya, Polonya, İrlanda ve Türkiye’nin de aralarında bulunduğu 7 ülkenin satış sonrası operasyonlarından sorumluydum.
Özellikle Kuzey Avrupa ülkelerindeki hedef kitleyi ve çalışma sistemini öğrenmem bakımından çok önemli bir tecrübeydi. 2011 yılında Türkiye’ye döndüm ve Yedek Parça Planlama ve İkmal Müdürü olarak çalışmaya başladım. Üç yıllık bir dönemde önemli yeniliklere imza attık, başarılı çalışmalar gerçekleştirdik. 2014 yılında ise Yedek Parça Satış ve İş Geliştirme Müdürlüğü’ne atandım. 1 Mart 2022 tarihi itibarıyla da eski adıyla Satış Operasyonları Direktörü, yeni adıyla Satış Operasyonları Liderliği görevini üstlendim.
Departmanınız ve görev tanımınız itibarıyla odaklandığınız konular neler?
Satış Operasyonları Bölümü, temel olarak ülkemizde üretilen ya da ithal ettiğimiz araçların Türkiye’deki satışlarından sorumlu. Bu noktada ana temas noktalarımızı bayilerimiz oluşturuyor. Satış ile ilgili her konuda bayilerimizin operasyonlarını daha güçlü kılmak, teşvik etmek ve daha yetkin
hale getirmek odaklandığımız başlıklar. Bu noktada ekibimizde yer alan Bölge Müdürlerimiz önemli bir rol üstleniyorlar.
Yol haritanızda “öncelikli” olarak gündeme aldığınız bir başlık var mı?
Satış hedeflerini gerçekleştirmenin yanında müşteri memnuniyetini standardize etmek ve her noktada en üst seviyeye taşımak önceliklerimiz arasında yer alıyor. Satış, birçok unsuru bir arada barındıran bir kavram. Özellikle Ford Otosan gibi hem ülkemiz hem de dünya ölçeğinde son derece büyük bir yapılanmayı düşündüğümüzde, süreçlerin aksamaması dahası sürekli geliştirilebiliyor olması gerekiyor. Aslında diğer sektörler için de geçerli ama sektörümüz ve markamız için temel önceliğimiz elbette müşterilerimizin memnuniyet seviyesini korumak ve geliştirmek. deneyimlerimizden görüyoruz ki bu memnuniyet sağlandığında, pazar başarısı doğal bir sonuç olarak karşımıza çıkıyor. Müşterilerimiz, mutlaka kendi ihtiyaç ve beklentilerine göre bir alternatife ulaşacaklarını bildiklerinde, karar alma tercihlerini büyük oranda şekillendirmiş oluyor. Satış ve satış sonrasında bayi kanallarımızda alacakları doğru hizmetten de emin olduklarında satış sürecinin en önemli bileşenleri tesis edilmiş oluyor. İşte biz bu sürecin tamamını eksiksiz ve hiçbir engele takılmadan, son derece akışkan olacak şekilde organize ediyoruz. Tabii burada 2019 yılından beri yürütülen “Çevik Dönüşüm” sürecinin de büyük faydasını görüyoruz.
Kavrama ve organizasyonel yansımalarına hâkim olmayanlar için sormak gerekirse, Çevik Dönüşüm nedir? Bahsettiğiniz faydaları biraz
daha detaylandırır mısınız?
Çevik dönüşüm süreci; temelde kendini sürekli yenileyebilen bir organizasyonu tanımlar. Kendi yapımız için konuşacak olursak, ürün, ürün geliştirme, satın alma, planlama, ikmal, satış, pazarlama gibi aşamaların her birinin kendi süreçleri vardır. Mesela müşteri beklentisini anladıktan ve analiz ettikten sonra onu ürüne yansıtmak ve pazarlamaya aktarmak uzun süreler alabiliyordu. Sonrasında geri döndüğünüzde müşteri beklentisi haliyle yine değişmiş, güncellenmiş oluyordu. Oysa çevik dönüşümde müşteriyle sürekli temas eden, elde edilen çıktıları projelendirip ilgili ekiplere aktaran ve her adımın sonucunda yine müşteriyle iletişim kuran bir yapımız var. Böylelikle müşteri beklentisine en yakın ürünü ortaya çıkartabiliyoruz. Çünkü süreci müşterilerimizle birlikte şekillendiriyoruz. Bunu yapabilmek için yukarıda bahsettiğim bölümlerin ayrı ayrı değil de birlikte çalışıyor olması gerekiyor. Böylelikle daha aktif ve bir arada daha efektif ilerleyebiliyoruz. Çevik yönetim sürecinde öncelikle kendi içimizde pilot takımlar kurduk. Sistemi en ince detayına hâkim olana kadar öğrendik, araştırdık, danıştık. Yurt dışı örnekleri değerlendirdik. Yurt dışında bu işi yapan şirketlerin sayısının az olduğunu gördük. Bu alanda Türkiye’de öncüyüz, globalde de bu büyüklükte bir şirket olarak öncülerden biriyiz.
Peki bütünün hayati parçası olarak bayilerin adaptasyonu nasıl sağlanıyor?
Bizler, bayilerimiz kuvvetli olduğu sürece varız. Merkezde yürütülen dönüşümün bayilerde de eş güdüm içerisinde hayata geçmesi şart. Aksi takdirde hedeflenen sonuçlara ulaşmak mümkün olmaz. Bu nedenle kendi mutfağımızda yapıyı kurarken bayilerimizin adaptasyonuyla ilgili her noktayı sürecin doğal bir parçası olarak görüyoruz. Şu an Bölge Müdürlerimizle birlikte bayi organizasyonumuzun da görüşlerini alarak yapıyı şekillendiriyoruz. Tabii hâlihazırda bayi süreçlerimizde kullandığımız iDeal Platformu gibi uygulamalarımız, güçlü iletişim altyapımızda önemli rol oynuyor. Hedefimiz, 2023 yılı itibarıyla her noktada çevik dönüşümün gerekliliklerini hayata geçirmek.
Vurgu yaptığınız üzere müşteri beklentilerindeki değişim son derece hızlı gerçekleşebiliyor. Şu an için konuşursak, güncel trendler üzerinden değerlendirmelerinizi paylaşır mısınız?
Çok güzel bir soru. Aslında Satış Operasyonları olarak biz de bu soruyu sürekli kendimize sorarak, yanıtını almak için bilimsel yöntemleri ve pazardan elde ettiğimiz verileri harmanlayarak resmin geneline bakmaya çalışıyoruz. Hayatımızın her alanında olduğu gibi otomotiv sektörünü derinden etkileyen belli başlı birkaç konu var. Birincisi teknoloji ve bağlanabilirlik. Yani artık otomobiller salt bir ulaşım aracından ziyade sürücüsüyle ve etrafıyla iletişim kurabilen yaşam alanlarına evrilmeye başladı. Ford, geliştirdiği teknolojilerle birlikte pazarda son derece inovatif bir yaklaşım sergiliyor. Otomobil sahipleri, önümüzdeki dönemde araçlarıyla iletişime geçerek hem daha keyifli sürüş deneyimi yaşayabiliyor hem de aracın teknik verileri doğrultusunda ihtiyaç duyabilecekleri bakım hizmetini önceden planlayabiliyor olabilecek. Bu bağlanabilirlik ekosistemi içerisinde sayısız avantaj ve kullanım kolaylığı yer alıyor. Pandemi öncesi araç paylaşımı ve yöntemleri gündemin önemli bir maddesiydi. Burada elbette pandemi öncesi beklentiler yeniden canlanabilir. Ancak mevcut durumda bireysel araç kullanma arzusu ve talebi devam ediyor. Yine bir diğer önemli yönelim de çevreyle ilgili. İnsanlar artık daha çevreci, sürdürülebilir kaynaklara önem veren teknolojileri talep ediyor. Burada da karşımıza elektrikli araç teknolojileri çıkıyor. Ford, elektrikli ürün ailesini geliştirmek, batarya teknolojilerinde ilerleme kaydetmek adına ciddi geliştirmeler ve yatırımlar yaptı, devamı da gelecek. Türkiye’de bu alanda mevzuatın da etkisiyle bir miktar geri kalsa da talebin gittikçe arttığını gözlemliyoruz. Yani kısa ve orta vadede elektrikli araçlar çok daha fazla kişinin tercihi olacaktır. Bu talebe yanıt vermek ve özellikle şarj istasyonlarını çoğaltmak adına bayilerimizi merkeze aldığımız bazı çalışmalar da yürütüyoruz.
Ford Otosan ekolü içerisinde kariyerini şekillendirmiş bir yönetici olarak iş konusundaki temel hassasiyetleriniz nelerdir?
Kişisel olarak baktığımda, yüksek enerjinin, sonuca gitme arzusunun ve elbette fark yaratma heyecanının beni ifade eden özellikler olduğunu düşünüyoru m. Mevcudu devam ettirmek yerine bir fark yaratabilmenin mesleki tatmini sağlayan asli unsur olduğuna inanıyorum. Bunun doğal sonucu da çalıştığınız departmanlarda, ekiplerde iz bırakmak; kalıcı işlere imza atabilmektir. 2004 yılından beri gözlemlediğim ve bir parçası olmaktan gurur duyduğum bir şey var; önceden biz Avrupa’dan öğrenmeye çalışırken, şimdi onlar bizden öğrenmeye başladı. Koyduğumuz hedefleri her zaman aştık. Güçlü bir “satış kasına” sahip olmak elbette çok önemli. Ama bunu tamamlayan ve işlevsel kılan şey enerjik, bağlılığı yüksek ekiplerdir. Ekiplerimizin kendi aralarında değil, ekip olarak yarışmayı bilmesi, her anlamda birbirlerine destek çıkabilmeleri değerlidir. Şu anda bir dönüşüm sürecinin içerisindeyiz. Ortaya koyduğumuz enerji ve zekâ, hem bizi hem de bayilerimizi geleceğe taşıyacak. Bayilerimizin her zaman yanında yer alacağız, birlikte yürüyeceğiz.
“Ford Keleşler’in yeniliğe duyduğu heyecan bizler için de motivasyon kaynağı oluyor” Ford Keleşler’in bir bayi olarak yürütülen çalışmalara verdiği destek ve adaptasyon yeteneği son derece dikkat çekici. Daha önce içinde yer aldığım Satış Sonrası Komitesi’nde Ford Keleşler’in genç yöneticisi Can Keleş ile çok yakın çalışma fırsatı bulduk. Ford Keleşler, güzel bir lokasyonda hizmet veren, örnek bayi bakış açısını sürdüren, dijitalleşme çalışmalarında ilk sıralarda gördüğüm bayilerden biri. Hatta Can Bey’in bayi yönetim platformumuz iDEAL projesinde de aktif görev aldığını biliyorum. Kendilerinin, talepleri, önceliklendirmemizi ciddi oranda etkilemişti. Diğer taraftan Ford Keleşler’in hem müşteri memnuniyetiyle ilgili samimi yaklaşımı hem de müşteri iletişiminde ortaya koyduğu vizyona ayrı bir parantez açmak gerekiyor. Bunun bir yansıması olarak yayınladıkları Keleşlerlife Dergisi’ni çok uzun zamandır takip ediyorum. Birçok yayın, koşulların zorlaşması nedeniyle ara verirken, Keleşlerlife Dergisi’nin yayınlarına devam etmesi, üstelik bunu yaparken renkli, etkili içerikle ve profesyonel şekilde karakterini sürdürebilmesi gerçekten çok önemli. Böylesine ilgi çekici pazarlama faaliyetleri içerisinde yer alması, Ford Keleşler’in yenilikçi, iletişim odaklı yeteneklerinin ve müşterilerine verdikleri değerin örnek bir ifadesidir.