Xentron otomotive bakışı değiştiriyor
Keleşler Ford ortaklarından Can Keleş’in Arslan Keleş ile teknoloji girişimi olarak 2015 yılında faaliyete geçen Vasıta Elektronik Elektrik Sistemleri, geliştirdiği Xentron platformuyla, tüm araçlarla gerçek zamanlı bağlantı kurarak otomotiv ekosistemi içerisindeki birçok ihtiyaca yanıt sunuyor. Şirketin Kurucu Ortağı Can Keleş, Xentron ve alt ürünlerinin, sektörde yeni nesil uygulamaların hayata geçmesini sağlayacak bir potansiyele sahip olduğunu dile getiriyor.
Vasıta Elektronik Elektrik Sistemleri’nin kurumsal geçmişi ve sektörel deneyimi konusunda bilgi verir misiniz?
Keleşler Ailesi olarak 60 yıldan uzun bir süredir, başta perakende satış olmak üzere; servis, sigorta, yedek parça, lastik, akaryakıt ve taşımacılık gibi otomotiv sektörünün farklı dinamiklerini kapsayan bir yelpazede faaliyet gösteriyoruz. Müşteri kanadından, distribütörüne, tedarikçisine ve bayii ağına kadar tüm ekosistemi bütünsel olarak görme ve değerlendirme imkânına sahibiz. Bu noktada bilfiil işe dahil olduktan ve operasyonel süreçlerin yönetiminde yer aldıktan sonra, yaptığım gözlemlerden biri, müşterilerimizin, araçlarını kullandıkları süre boyunca deneyimlerinden ortaya çıkan bilgiye yeterince ulaşamıyor olduğumuzdu. Yani müşteri ürünü niçin tercih ediyor, kullanırken ne tür sorunlar yaşıyor, sorun oluşmadan bir öngörüde bulunulabilir mi ve genel olarak müşteri deneyimi nasıl geliştirilebilir gibi başlıklarda katma değer sağlayacak bir fikre ihtiyaç vardı. Aynı konu üzerinde çalışmalarda bulunan ve yıllardır otomotiv teknolojisi özelinde projelerde yer alan Mikroelektronik Mühendisi Arslan Keleş ile birlikte, sektörel deneyimimiz ve teknoloji geliştirme potansiyelimiz doğrultusunda neler yapabileceğimizi değerlendirdik. Müşteri deneyimi iyileştirme sürecinin, sektöre yüksek katma değer sağlayabilecek fırsatlar barındırdığını gördük.
Tüm bu yaklaşım çerçevesinde, 2015 yılında İTÜ Arı Teknokent’te Vasıta Elektronik Elektrik Sistemleri’nin kuruluşunu gerçekleştirdik. İlk adımı İTÜ Arı Teknokent’te atabilmek bizim adımıza önemli bir adımdı. Zira burada yer alabilmek için son derece yetkin bir heyetin projenizi onaylaması gerekiyor. Arslan Bey ile güçlerimizi birleştirerek belirlediğimiz ortak hedef, araçla ve son kullanıcı ile sürekli bağlantılı hale gelebilmekti. Bu bağlantının yeterli düzeyde ve kapsamda kurulamaması bir sorun teşkil ediyordu. Temel olarak bu soruna eğildik. Çünkü hem araçla hem de son kullanıcıyla gerçek zamanlı bir bağlantı kurabildiğinizde tüm otomotiv ekosistemi için yüksek katma değerli bir sonuca veya ürüne ulaşmış oluyorsunuz. Müşteri aslında burada tekil ortak. Üreticisinden bayisine, dağıtıcısından akaryakıt firmasına, sigortacısından madeni yağ firmasına, telekomünikasyondan pazarlama şirketlerine kadar her şey müşteri deneyiminin birer parçası ve devasa bir ekonomiyi ifade ediyor. Yani burada bütünsel bir ağ var ama sektör bu bütünü efektif olarak yakalayabilmiş değil. Çünkü elde bunları birbirine bağlayabilecek bir platform yoktu. Biz, söz konusu platformu sağlama hedefiyle yola çıktık ve uçtan uca bağlı bir platform geliştirerek çözümledik.
XENTRON’un çalışma yöntemini anlatır mısınız? Tüm üreticiler için ortak bir platform nasıl mümkün oluyor?
XENTRON yani “Akıllı ve Bağlantılı Vasıta Platformu” adını verdiğimiz platformumuz, servis süreçleri için XENCHECK, filo yönetimi için XENFLEET ve sigorta sektörü özelindeki XENUBI platformları olmak üzere üç platformdan ya da ürün ailesinden oluşuyor. Araç yerine vasıta dememizin nedeni şu; bizim burada sağlayabildiğimiz konnektivite, sadece binek araçları değil, tüm kara, deniz ve hava taşıtlarını kapsıyor. Bir araç, bir uçaktan daha fazla satır koda sahiptir ve araçlarda elektronik kontrol birimi dediğimiz onlarca bilgisayar bulunur. Bunların her birinin kendine has işlevleri vardır. Örneğin biri hava yastıklarını kontrol ederken diğeri şanzıman sistemini ya da elektronik sistemleri kontrol eder. Bunlar, aracın yıllarca sorunsuz bir şekilde çalışmasını sağlayan elektronik kontrol birimleridir. Günümüzde araçlar dijitalleştikçe bu elektronik kontrol birimleri de daha kompleks hale geliyor.
XENTRON, aracın ürettiği tüm dataya, marka ve modelden bağımsız olarak kapsamlı bir bağlanabilirlik sağlıyor. Yani bir otomobile bağlandığımız zaman otomobilde ne kadar data varsa, onları alabilirken aynı zamanda bir kamyona bağlanıp, adaptif bir şekilde onun protokolünü tanımlayıp oradaki bütün dataları da alabiliyoruz. Farklı üreticilerin araçlarının verdiği data birimleri çok farklı. Bunların hepsine hitap edebilmek için kendi donanım birimimize adaptif bir protokol yapısı oluşturduk. Öncelikle bağlandığımız aracı tanıyoruz ve ona göre uygun olan protokolü kullanıyoruz. Bu sayede sorunsuz bir şekilde araçtan ne data isteniyorsa ortaya koyabilecek bir platforma ulaşmış durumdayız. Tabii datayı almakla iş bitmiyor. Çünkü bu data kullanılabilir ve işlemeye hazır hale gelmezse çok bir anlamı yok. Doğru işleyemezseniz bir değer ifade etmez. Biz, XENTRON aracılığıyla elde ettiğimiz dataları minimum alan yaratacak şekilde arka taraftaki bulut sunucu tabanlı yazılımımıza işlemesi için gönderiyoruz. Makine öğrenimi algoritmaları ile hazır hale getiriyoruz ve ürünleşmemiz tamamlanıyor.
“Servis süreçleri tek merkezden kontrol edilebilir hale geliyor”
XENCHECK’in sektöre sağladığı katma değeri detaylandırır mısınız?
İlk ticarileştirdiğimiz ürün olan ve XENTRON platformu üzerinde geliştirdiğimiz XENCHECK, servis süreçlerini dijitalleştiriyor. XENCHECK, direkt olarak bir araca bağlanan donanım birimimizle bluetooth üzerinden mobil uygulama entegrasyonu sağlıyor. Kısaca anlatmak gerekirse; servise giren araçlara cihazımız bağlanıyor. Normalde servisin orijinal ekipmanının 20-30 dakikada çıkardığı tüm verilere, XENCHECK ile mobil uygulama üzerinden saniyeler içinde ulaşabiliyoruz. Son derece kompakt bir cihaz olduğu için her an her yerde araca bağlanabiliyor, herhangi bir platformda; bir android tablette, telefonda ya da bilgisayarda çalışabiliyor. Bu sayede bir cep telefonunu bile akıllı bir servis diognastik çözümüne çevirmiş oluyoruz. XENCHECK ile servise giren her aracın kapsamlı kontrolü yapılıyor. Böylece araç sahibinin belirttiği sorunlar dışında araçtaki diğer problemler de saptanıyor. Araç başına ortalama 40 dakikalık bir teknik zaman kazanımı olduğu gibi ilk seferde doğru tamirin önünü açmış oluyoruz.
Danışmanın ya da teknik servis çalışanının arızayı gözden kaçırma ihtimali eleniyor. İşin araç üreticilerini ilgilendiren bir diğer kısmı daha var. Üretici, tüm servis birimlerindeki araçların diognastik durumuyla servisten çıktığı zamanki durumunu görebiliyor. Merkezi bir şekilde araçtaki arızanın çözülüp çözülmediğini, çözülmediyse o iş emrinin kapatılmamasına kadar tüm servislerini merkezi bir şekilde kontrol edebiliyor. İkincisi yine üretici firmalar, hangi araçta, hangi coğrafyada hangi kronik arızaların görüldüğünü ve nedenlerini saptayabiliyor. Bu sayede garanti süreçleri daha etkin yönetilebiliyor. Parça iyileştirme aksiyonları daha iyi alınabiliyor. Servis mühendisliğine ve ürün geliştirmeye çok ciddi bir data bilgisi sunuyoruz. Son noktada ise müşteri tarafında muazzam bir güven sağlanıyor. XENCHECK hâlihazırda Türkiye’deki 120 Ford yetkili servis noktasında günde 3 bin aracın servise giriş işlemlerini gerçekleştiriyor.
“Araç kiralamada mobilite üst seviyeye taşınıyor”
XENFLEET ürün ailesinin diğer bir üyesi. XENFLEET’in yetenekleri, şirketler ve kullanıcı tarafında ne tür avantajlar sunuyor?
İkinci ürünümüz olan XENFLEET, gelişmiş bir filo takip ve yönetim sistemi sunuyor. XENFLEET, XENCHECK’in sağladığı gelişmiş data bilgilerini kullanarak, piyasada GPS takibi yöntemiyle standart bir şekilde sunulan uygulamaların kat ve kat önüne geçen, yüksek katma değerli bir filo takip sistemini içeriyor. Yüzlerce hatta binlerce araçla hizmet veren bir filo şirketi için öncelikli unsur, araçların ne kadar iyi kullanıldığı, verimliliği ve operasyonel maliyetlerdir. Operasyonel maliyetlerde sağlanacak yüzde 10’luk verimlilik bile inanılmaz bir tasarruf anlamına geliyor.
XENFLEET, yalnızca aracın değil, sürücünün de davranış modellemelerini alabilecek bir sistem sunuyor. Bu modellemeye göre çevresel koşullar dikkate alınarak, aracın daha verimli kullanılabilmesi ya da daha optimal bir rotada ilerlenmesi için sürücüye pozitif geri bildirimde bulunmak mümkün hale geliyor. XENFLEET’in bunu yapabilmesini sağlayan şey sadece araçtan elde ettiği veriler değil. Aynı zamanda üzerinde bulunan dâhili jiroskop ve akselerometre sensörleri sayesinde 3D modellemesini çıkartabiliyor. Aracın üç şeritli bir otobanda hangi şeritte olduğunu tahmin edebilecek kadar hassas bir konum ölçümü yapıyor. Ne sıklıkla şerit değiştirildiği veya riskli bir sürüş tarzı benimsenip benimsenmediği analiz ediliyor. Bunlarla birlikte aracın ne kadar sürede balatasının aşınacağını, hava fitresinin tıkanacağını ya da turbo arızası vereceğini öngörüp, önleyici bakımlar için data sağlıyor. XENFLEET, binlerce araçla hizmet sunan filo yönetimlerine hem sürücü güvenliği hem de operasyonel maliyetlerin azaltılması adına muazzam bir katma değer oluşturuyor. Bu yılın üçüncü çeyreği itibarıyla XENFLEET’in lansmanını tamamlamayı ve aktif olarak kullanıma sunmayı planlıyoruz.
Risk değerlendirme sürecine yeni bir yaklaşım: XENUBI
Sigorta sektörüne yönelik olarak sunduğumuz XENUBI ise risk değerlendirme sürecini kökten değiştirecek potansiyele sahip. Bildiğiniz gibi sigorta ya da kasko poliçeleri kişiye özel olmaktan çok hasarrisk primine göre yapılan değerlendirmeyle oluşturuluyor. Yani çoğu durumda iyi araç kullanan ile verimli kullanmayan veya çok az süre kullananla direksiyonda uzun süre geçiren sürücüler aynı frekans içinde değerlendirilebiliyor. Bu durum, sigorta şirketlerinin aracı veya kullanıcıyı sahada ölçümleyememesinden kaynaklanıyor. Şirketler, risk gerçekleştikten sonra dönüp analiz yapabildikleri için bir grup oluşturabilmek adına yaş, demografi, kullanılan marka, kullanım geçmişi gibi parametrelere göre hareket edip prim çıkarmaya çalışıyor. Oysa XENUBI ile sunduğumuz sistemler sayesinde gerçek zamanlı bir iletişim mümkün hale geliyor. Kullanıcının sürüş tarzına, sürüş süresine ve alışkanlıklarına göre dijital bir profil oluşuyor. Böylelikle yeni nesil kasko fiyatlandırma ve poliçelendirme imkânı doğuyor. Kullanım profiline göre poliçelendirme yöntemi Batı Avrupa ve Kuzey Amerika’da başlamış durumda. XENUBI, sistemin ülkemizde de hayata geçmesi için güvenilir ve kullanışlı bir gerçek zamanlı data sunuyor.
YOL HARİTAMIZIN ODAĞINDA İHRACAT VAR
XENTRON ÇATISI ALTINDA SUNDUĞUMUZ XENCHECK, XENFLEET VE XENUBI PLATFORMLARI, TÜM ÜRETİCİLERİN ‘CONNECTED CAR PLATFORMU’NA ALABİLECEKLERİ BİR YAPI SAĞLIYOR. PLATFORMLARIMIZ, ÜLKE, MARKA VE MODELDEN BAĞIMSIZ OLARAK ÜRETİCİLERİN STANDART PROTOKOLLERİ KAPSAMINDA ÇALIŞTIĞI İÇİN SAHADA KARŞILAŞABİLECEĞİMİZ HER ARAÇLA BAĞLANTIYI SAĞLAYABİLECEK BİR ALTYAPIMIZ VAR. BU PARALELDE İHRACAT ORTA VADELİ YOL HARİTAMIZIN MERKEZİNDE YER ALIYOR.
Türkiye’nin en prestijli girişimci yarışmalarından Big Bang Challenge’da önemli bir başarı elde ettiniz. Yarışma süreci ve şirketinize yansımaları konusunda bilgi verir misiniz?
Big Bang Challlange, İTÜ Arı Teknokent’in Start-Up’lara yönelik olarak düzenlediği bir yarışma. Her yıl yüzlerce şirket projeleriyle yarışmaya başvuruyor. Değerlendirmeye alınan projeler arasından belirlenen 20 finalist, jüriye sunumlarını gerçekleştiriyor. Biz de Vasıta Elektronik Elektrik Sistemleri olarak yarışmaya başvurduk ve XENTRON platformu ile finalistler arasında yer aldık. Neticede ise İTÜ Arı Teknokent’in uluslararası hızlandırma programı Innogate ödülünü kazandık. Programla birlikte ihracat çalışmalarımızı hızlandırmak için güçlü bir adım atmış olacağız. Geldiğimiz noktada odağımız otomotiv ekosistemindeki tüm otomotiv firmaları. Üreticiler, araç kiralama, sigorta, lojistik ve telekomünikasyon şirketleri ile çalışmalarımız artarak devam ediyor. Şirketimizi ürün tedarik eden değil iş ortağı olarak konumlandırıyoruz. Bu sayede hem artı katma değer sağlayan hem mevcut operasyonel maliyetleri aşağı çeken hem de toplam sürüş güvenliğini ve bilgi gizliliğini garanti altına bir platform ortağı olmak istiyoruz.